Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Acentenin Acente Sözleşmesinden Doğan Fesih Hakları

Acentenin Acente Sözleşmesinden Doğan Fesih Hakları

TÜRK HUKUKU KAPSAMINDA

ACENTENİN ACENTE SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN FESİH HAKLARI

  1. ACENTE SÖZLEŞMESİNİN FESHİ

Acente ilişkileri hakkındaki hükümler Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) 116. – 134. maddeler arasında düzenlenmiştir.

TTK madde 133 doğrultusunda, Acente Sözleşmesi aşağıdaki koşullarda feshedilebilir:

  • Belirsiz Süreli Acente Sözleşmesinin Feshi (TTK madde 133/1): Belirsiz Süreli Acente Sözleşmesi akdedilmesi halinde, taraflardan herhangi biri (Acente ya da Müvekkil) hiçbir sebep belirtmeden üç (3) ay önceden yazılı olarak bildirmek koşuluyla Sözleşme’yi feshedebilir. Söz konusu fesih bildirimi, yazılı şekilde noter veya iadeli taahhütlü mektup ya da telgraf aracılığıyla gönderilmelidir.
  • Belirli Süreli Acente Sözleşmesinin Feshi: Açıkça düzenlenmemiş olmamakla birlikte, TTK madde 133 hükmünden anlaşılan, Belirli Süreli Acente Sözleşmesi imzalandığı hallerde, Sözleşme belirlenen sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Sözleşme’nin sona ermesinden sonra tarafların iş ilişkisine devam etmesi halinde, sözleşme, Belirsiz Süreli Acente Sözleşmesi olarak değerlendirilecektir.
  • Acente Sözleşmesinin Haklı Sebeple Feshi (TTK Madde 133/1): Sözleşme’nin devam etmemesi için haklı bir sebep olması durumunda, ilgili taraf herhangi bir sebep belirtmeksizin ve önceden yazılı bildirim yapmaksızın Sözleşme’yi feshedebilir. Bu hak hem Belirli Süreli hem de Belirsiz Süreli Acente Sözleşmeleri için geçerlidir. Söz konusu “haklı sebep’, iyi niyet çerçevesinde ilişkiyi katlanılmaz hale getiren olaylar olarak açıklanabilir. Haklı sebep, taraflardan birinin kusurundan kaynaklanabileceği gibi herhangi bir kusur olmadan da meydana gelebilir (örneğin; Acente’nin uzun süreli hastalığından dolayı yükümlülüklerini yerine getirememesi). Söz konusu fesih hakkının doğru şekilde kullanılabilmesi için, fesheden tarafın doğmuş ya da doğacak zararının olması gerekmektedir.
  • Diğer Fesih Sebepleri (TTK Madde 133/2): Müvekkil ya da Acente’nin ölümü, iflası ay da kısıtlanması hallerinde, Sözleşme feshedilmiş varsayılacaktır. Böyle bir durumda, Sözleşme’nin feshi Müvekkil’in çıkarlarını tehlikeye sokuyorsa,

Acente Sözleşmesi’nin yazılı olarak yapılması zorunlu değildir ya da geçerlilik için bir şart değildir. Bundan dolayı, işbu belgede yer alan açıklamalar sözlü acente sözleşmeleri için de geçerlidir.

Müvekkil veya mirasçıları ya da temsilcisi kendi namlarına hareket edebilir duruma gelene kadar, Acente veya mirasçıları ya da temsilcisi Acente Sözleşmesi kapsamında hareket etmeye devam edecektir.

  1. ACENTENİN FESİH HAKLARI
    • Haklı Sebep Olmadan ya da Önceden Bildirimsiz Fesih

TTK madde 134/1 doğrultusunda, Acente Sözleşmesi’nin haklı sebep olmadan ya da üç (3) ay önceden yazılı bildirimsiz feshedilmesi durumunda, Müvekkil, halihazırda başlamış olan işlemlerin tamamlanamamasından dolayı Acente’nin uğradığı zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Bu hak, yalnızca herhangi bir kusuru bulunmayan Acente’ye tanınmaktadır.

  • Ölüm, İflas ya da Kısıtlama Sebebiyle Fesih

Acente Sözleşmesi’nin, Acente’nin ya da Müvekkil’in ölümü, iflası ya da kısıtlanması sebebiyle feshedilmesi durumunda, Acente (mirasçıları ya da temsilcileri), işlemlerin tamamlanmış olması halinde alacağı ücrete göre hesaplanacak tazminata hak kazanacaktır (TTK madde 134/2).

  • Haklı Sebeple Acente Tarafından Fesih

Türk Borçlar Kanunu madde 96 doğrultusunda, Acente, Müvekkil’in kusurundan dolayı Sözleşme’nin feshedilmesinden kaynaklanan kayıplarını talep etme hakkına sahiptir.

  • Portföy Tazminatı

Müvekkil’in ürünlerinin ya da hizmetlerinin pazarlama işlemlerini yapan Acente, Acente Sözleşmesi süresince, bir müşteri çevresi oluşturur. Sözleşme’nin feshedilmesi ya da sona ermesi halinde, Müvekkil, herhangi bir çaba sarf etmeden Acente tarafından oluşturulan bu müşteri portföyüne sahip olacak ve bu şekilde faaliyetlerine devam edebilecektir. Bu kapsamda, Sözleşme’nin feshedilmesi ya da sona ermesi halinde Acente tarafından oluşturulan müşteri portföyü için Müvekkil tarafından Acente’ye Portföy Tazminatı ödenmektedir.

Mevcut durumda, Portföy Tazminatı, TTK ya da başka bir mevzuat kapsamında düzenlenmemiştir ancak yabancı mevzuat (örneğin; İsveç Hukuku) doğrultusunda Yargıtay TTK madde 134/2 hükmünü geniş yorumlayarak Acenteler için Portföy Tazminatı’na hükmetmiştir.

Yargıtay’ın emsal kararlarına göre, Portföy Tazminatı, Acente Sözleşmesi’nin Acente tarafından, Müvekkil’in haklı sebep sayılabilecek herhangi bir davranışı olmaksızın feshedilmesi durumunda hükmedilmeyecektir.

İlgili Yargıtay kararının özeti aşağıdaki şekildedir:

“O halde, tüm bu açıklamalar karşısında bir acentenin sözleşmenin feshinde bir kusuru bulunmadığı takdirde kendi döneminde oluşturulan ve uzun süren sigorta sözleşmelerinden dolayı sigorta ettiren tarafından sigortacıya ödenen primler bakımından acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra mahrum kaldığı prim komisyon ücretlerinden dolayı muhik bir tazminat isteyebileceğinin kabulü gerekir. Buradaki kriter sözleşmeyi fesh eden sigortacının kusurlu olup olmaması değil, acentenin kusurlu olup olmaması halidir.

Bu durum karşısında mahkemece, dava reddoiunmayarak; olaya kıyasen uygulanması mümkün bulunan TTK.’nun 134/2’nci maddesi hükmü gereğince davacı acentenin talep edebileceği hakkaniyete uygun bir tazminat bu konudaki uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” Yargıtay 11. HD. 20.06.1996 T. 1996/2084 E. – 1996/4544 K.

  1. YENİ TÜRK TİCARET KANUNU KAPSAMINDA İLGİLİ DÜZENLEMELER

Mevcut TTK’dan farklı olarak, 01 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda (“Yeni TTK”) Portföy Tazminatı, “Denkleştirme Tazminatı” başlıklı madde 122 kapsamında açıkça düzenlenmiştir.

Yeni TTK madde 122/1 çerçevesinde, Acente aşağıda belirtilmiş olan durumlarda Müşteri’den denkleştirme tazminatı talep etmeye hak kazanacaktır:

  • Müvekkilin, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
  • Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve

(i) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa.

Aynı madde kapsamında, denkleştirme tazminatının sözleşmenin feshinden sonraki 1 (bir) yıl içerisinde talep edilmesi gerektiği ve toplam tazminat tutarının son 5 (beş) yıl içerisinde elde edilen yıllık komisyon ve diğer ücretlerin ortalamasından fazla olamayacağı belirtilmiştir (Madde 122/2, 4).

Acente Sözleşmesi’nin Acente tarafından haklı bir sebep olmadan (Müşteri’nin kusuru olmadan) feshedilmesi ya da Müşteri tarafından haklı sebeple (Acente’nin kusurundan dolayı) feshedilmesi durumunda, denkleştirme tazminatı talep etme hakkı olmayacaktır (Madde 122/3).

Madde 122/5’e göre, bu tazminat tek satıcılık ve benzeri tekel hakkı veren sürekli sözleşmeler için de geçerlidir.