Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Arabuluculuk Çözüm Yöntemi Başarısızlık Sebepleri

Arabuluculuk Çözüm Yöntemi Başarısızlık Sebepleri

Arabuluculukta, arabulucunun ana odağı anlaşmazlıklar konusunda birbirleriyle iletişim kurmaları için tarafları teşvik etmektir. Çünkü uyuşmazlığın tarafları arasında etkili bir iletişim kanalı olmaksızın, arabuluculuk büyük ihtimalle başarısızlık ile sonuçlanacaktır. Bu da temelde tarafların arabuluculuk kültürüne aşina olmasını gerektirir.

2013- 19.12.2019 resmi rakamlarına göre – her ne kadar rakamların inandırıcılığı ayrıntılandırılmadığı için soru işareti barındırsa da –  239.927 adet ihtiyari arabuluculuğun %97’si anlaşma ile sonuçlanırken; -dersimiz ile ilgili olduğu için- 146.415 adet ticari uyuşmazlıkta zorunlu arabuluculuğun yalnızca %57’si anlaşma ile sonuçlanmıştır. Her ne kadar spesifik olarak ilgili başvurulardan ne kadarının sigorta uyuşmazlıkları özelinde olduğu bilinmese de sigorta uyuşmazlıklarında arabuluculuk süreci ile genel itibariyle başarısızlık sebeplerinin paralel olduğu kabul edilebilir.

Arabuluculuk ve diğer alternatif uyuşmazlık çözüm süreçleri üzerine onlarca yıl süren araştırmalardan sonra, bazı vakaların neden çözüme ulaştığı ve diğerlerinin ulaşmadığı noktasındaki açıklamalar halen net değildir [1]. Bu nedenle işbu yazının ele alacağı başarısızlık sebeplerinin kesin ve değişmeyen sebepler olduğu konusunda herhangi bir iddiası bulunmamaktadır.

Tahmin edilebileceği üzere arabuluculuk oturumları kötü gittikçe, tarafların genel olarak cesaretlerini yitirmesi, yorgun ve gerçek sorundan daha da uzaklaşmış hissedeceklerdir. Bu da tarafların birbirlerine karşı tüm arabuluculuk sürecinde daha hoşgörüsüz olmalarına yol açacaktır. Bu sebeple her oturumun kendi içerisinde taraflar için başarı tablosuna bir puan eklemelerini gerektirecektir. Ne olarak adlandırılsa adlandırılsın -çıkmaz, deadlock, kör nokta, tıkanma, duraklama vs.- tarafların ilerleyememesi veya iletişim için gönüllü olmayacağı bir noktaya ulaşması sigorta uyuşmazlıklarında arabuluculuk dahil her türlü arabuluculuk için engel olarak kabul edilecektir.

1. Uyuşmazlık Kaynaklı

Arabuluculuk sürecinin zorunlu olması: Arabuluculuk sürecinin temelde gönüllülük esasına dayanması dahi tek başına “zorunlu arabuluculuk” süreçlerini taraflar için sürecin uygunluğu açısından şüpheye sokacaktır. Aslında bu uyuşmazlıktan kaynaklanan başlığı altında incelediğimiz neden kendi içinde taraflardan kaynaklanan sebeplerden olan tarafların gönülsüz olması ile de yakından ilişkilidir. Çünkü genel olarak zorunluluk baskısı tarafların süreç için gönülsüz olmasına ve stresin artmasına neden olacaktır.

• Uyuşmazlığın arabuluculuk sürecinde yapılamayacak araştırmalar içermesi

Uyuşmazlık iddialarının, pozisyonlarının ve çıkarlarının henüz netleşmemiş olması: Tarafların uyuşmazlık konusundaki ifadeleri, konumları ve çıkarları tamamen geliştirilmeli, eksiksiz olmalı ve arabulucuya açıklanmalıdır. Bunlar arabulucunun bunları okuyabilmesi, gerekirse araştırma yapması ve arabuluculuğa hazırlanabilmesi için önceden yeterince açıklanmalıdır. Taraflarının pozisyonlarının ve çıkarlarının açıkça tanımlanmış ifadeleri olmadan, arabulucu, tarafların konumlarını, çıkarlarını, güçlü ve zayıf yönlerini açıklığa kavuşturmak için değerli arabuluculuk zamanı harcayarak geçirecek ve taraflar için sabırsızlık ve bağlantılı olarak hoşgörüsüzlük riski ortaya çıkacaktır.

• Uyuşmazlık dayanaklarının yeterli yazılı delillendirilmemiş olması

Arabuluculuk öncesi taraflar arasında teklif sürecinin gerçekleşmiş ve olumsuz sonuçlanması: Çok sık karşımıza çıkmasa da henüz arabuluculuk süreci başlamadan önce tarafların karşılıklı olarak uyuşmazlığın çözümü için birbirlerine tekliflerini bildirmesi ve bunların öyle ya da bu şekilde olumsuz sonuçlanması tarafları arabuluculuk süreci için de sınırlarının belirli ve daha keskin olmasına ve sürecin başarısına inançlarını düşürecektir. Öte yandan eğer bu teklif-ret süreci henüz vekiller dahil olmadan gerçekleşmişse; taraf vekillerinin arabuluculuk sürecinde zaten daha önce olumsuz olarak sonuçlanmış noktalarda zaman kaybetmelerine sebep olacaktır.

2. Arabulucu Kaynaklı

Yanlış arabulucu seçimi: Anlaşmazlık türü için uygun bir arabulucu seçmek başarılı bir arabuluculuk sürecinin temellerindendir. Tahmin edileceği üzere Bir uyuşmazlık ortaya çıktıktan sonra, arabuluculuk dahil her türlü çözüm süreci esasen tartışmalı bir süreç olacaksa da, arabulucunun bilgi, deneyim, beceri ve bir anlaşmazlığa yaklaşımı arabuluculuğun sonucu üzerinde oldukça etkili olacaktır. Örneğin sigorta uyuşmazlıklarının kendi içinde zaten bir uzmanlık gerektirmesi, arabulucunun seçiminin daha da önemli olmasına yol açmaktadır. Fakat özellikle altını çizmek gerekir ki “uygun arabulucu” seçimi tek başına “uzman arabulucu” seçimi anlamına da gelmemektedir. Uygun bir arabulucu, sigorta uyuşmazlıklarındaki yeterli bilgi, eğitim, deneyim ve becerilerini tarafların karakteri ve esas uyuşmazlık noktası ile uygun kombinasyonu yapabilen arabulucudur. Diğer bir anlatımla, her anlaşmazlık kendine özgü zorluklar içerdiğinden, uygun bir arabulucu da uyuşmazlık özelinde zorlukları ele alabilecek yeterlilikte olmalıdır.

Arabulucunun hazırlık yapmamış olması: Arabuluculuk süreci öncesi hazırlık yapılmaması hem arabulucu, hem taraflar hem de taraf vekilleri açısından ortak başarısızlık sebebi olarak kabul edilebilir. Arabulucunun sürecin ayrıntılarını oturumdan önce öğrenmesi, tarafların oturumda birbirlerinden beklentilerine ışık tutabilmesi ve asıl uyuşmazlık noktasında tarafları tutabilmesi için önemlidir.

• Arabulucunun tarafları sürece dahil edememesi

Oturumların yanlış zamanlanması: Bu hem başlangıçta hem de tüm süreç içerisinde oturumların takip edilerek tarafların tansiyonuna göre oturumların uzaklığı veya yakınlığının saptanması anlamına gelmektedir. Hatta tarafların arabuluculuk süreci eğer başarı ile sonuçlanmazsa alternatif bir şekilde uyuşmazlığı çözebileceği bir platformun henüz daha arabuluculuk süreci başlamadan önce taraflar arasında kararlaştırılmış olması şüphesiz arabuluculuk başarı beklentisini de düşüreceğinden sürecin olumsuz sonuçlanmasına yol açacaktır. Bu sebeple arabuluculukta hem başlangıçta hem de süreç devam ederken zamanlama, başarısı için kritiktir.

3. Taraflardan Kaynaklanan

Tarafların çözüm için gönülsüz olması: Eğer uyuşmazlık için taraf vekili veya taraflardan herhangi birinin henüz süreç başlamadan evvel arabuluculuk konusunda gönülsüz olduğunu bildirmesi süreci de doğrudan tehlikeye sokacaktır. Tarafların genellikle henüz süreç başlamadan önceki çözüm bulma faaliyetlerinin çözümsüzlükle sonuçlanması arabuluculuk sürecine henüz başlamadan zaten çözüm için gönülsüz olmasına yol açacaktır. Örneğin sigorta uyuşmazlıkları açısından bakılırsaa ise öncelikle sigorta şirketine başvurulmuş olması veya tahkim yolunun paralelde devam ediyor olması tarafların süreç için gönülsüz olmasına sebep olacaktır.

Tarafların hazırlık yapmamış olması: Tarafların oturumlar için gerekli dokümantasyonu yapmamış olması veya taraf vekillerinin oturum öncesi uyuşmazlığı öğrenme zamanlaması da göz önüne alınarak yeterli hazırlığı yapma şansından mahrum olması süreci olumsuz etkileyecektir. Mazeret ne olursa olsun, sürece hazırlıksız olmak kesinlikle arabuluculuğu uzatan ve değerli zaman kayıplarına yol açan bir sebep olarak karşımıza çıkacaktır.

• Tarafların birbirlerinin pozisyonlarını anlayamaması ve esas uyuşmazlıktan noktasından uzak olması: Aslında arabulucu için de geçerli olan bu sebep avukatlar veya tarafların süreç içerisinde ortaya çıkma olasılığı olan durumları henüz gerçekleşmeden düşünerek ortaya çıkarsa nasıl ele alınması gerektiğini netleştirmesini gerektirir. Arabuluculuğun başlangıcında, öngörü çıkmazları ele almak için kuralları ortaya koymak, her bir taraf için öngörü tartışmalar gerçekleştiğinde daha sakin ve hoşgörülü olma imkanı sağlayacaktır.

• Taleplerin süreç içerisinde zamanla değişmesi

Tarafların farklılaşması: Görünürdeki taraflar veya arabulucunun dışında uyuşmazlığın çözümünde söz hakkı sahibi “görünmez tarafların olması” arabuluculuk sürecinde de anlaşma olasılığını tıkayacak ve süreci de durduracaktır. Nihai karar mericiin fiziksel olarak sürece dahil olmadığını fark eden arabulucu veya tarafların, öncelikle nihai karar verisi merciin masaya gelmesini sağlaması gerekecektir.


KAYNAKLAR

[1] Douglas A. Henderson, Mediation Success: An Empirical Analysis, 11 OHIO ST. J. ON DISP. RESOL. 105, 105 (1996).