Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Ticaret Hukuku

Elektronik Ticarette Güvenlik

E-Güven: E-Ticaretin doğması ve internetin kitlelerin kullanımına açılması neticesinde zaman içerisinde internet ortamında illegal faaliyetler de görülmeye başlanmış, güvenlik ihlalleri çoğalmış ve tüketiciler, ticari işletmeler, hatta devletler nezdinde “elektronik güven/e-güven” kavramı çok daha büyük bir önem kazanmıştır. E-Güven; çevrimiçi bir ortamda, bir kişinin kırılganlıklarının veya zayıflıklarının sömürülmeyeceğinden veyahut istismar edilmeyeceğinden emin olmasına, bu minvalde bir beklentiye sahip olmasına yönelik bir davranış tutumudur [1]. Gerek bireysel tüketiciler gerekse e-ticaret siteleri ve işletmeler için daha güvenli bir ortamın oluşturulmasına katkı sağlayan enstrümanlar genellikle kaynağını kanun ve/veya yönetmelikler gibi hukuki araçlardan alarak e-ticarette de e-güveni inşa etmektedir. 2. Güvenli Ödeme Yöntemleri Elektronik ödeme, bir mal ya da hizmetin...

Continue reading

Kurumlar Vergisi Açısından Muafiyet, İstisna ve İndirimlere Kısa Bir Bakış

Sermaye şirketlerinin kazançları kurumlar vergisi adı altında gelir vergisinden farklı bir rejimde vergilendirilmektedir. Kurumlar vergisi kurum gelirlerini vergilendiren dolaysız bir vergi niteliğindedir ve bu vergiyi doğuran olay kurum kazancının elde edilmesidir [1]. Kurum Kazancının Tespiti 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na (“KVK”) göre vergilendirme yapılabilmesi için net kurum kazancı tespit edilmelidir. Verginin matrahı 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda (“GVK”) ticari kazanç ile ilgili hükümlere göre saptanacağından Kurumlar Vergisine tabi olan kazançların tamamı herhangi bir ayrım yapılmaksızın kurum kazancı olarak vergilendirilecektir. Net kurum kazancın elde edilmesi için katlanılan maliyet ve giderler ile KVK’na göre indirilebilecek diğer muafiyet, istisna ve indirimler belirlenecektir. Kurumlar Vergisi Açısından Mükellef Gelir Vergisinde...

Continue reading

Pay Sahibinin İş Sözleşmesi ile Ortak Olduğu Şirkette Çalışması

İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir. 4857 sayılı İş Kanunun 2. maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır ve yasal olarak bu işçi ve işveren sıfatlarının aynı kişide birleşemeyeceği kabul edilmektedir. Bu çalışmanın konusu, sermaye şirketlerinde özellikle anonim ve limited şirketlerde pay sahiplerinin bir iş sözleşmesi ile ortağı olduğu şirkette çalışması durumunda işçi ve işveren sıfatının birleşmesi hukuki müessesesinin incelenmesidir. 1. Bağımlılık İlişkisi İşçi...

Continue reading

Şirketin Ortaklarına Borçlanması ve Örtülü Sermaye Kavramı

Günümüzde, anonim şirketler finansman sıkıntısı çekerek öz kaynaklarının yetersizliği sebebi ile nakit akışlarını olumsuz etkileyen durumlarla karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu hallerde kısa veya uzun vadeli ortaya çıkan nakit ihtiyacı için şirket ortağının şahsi paralarından döviz veya TL cinsinden yıl içinde bir veya daha fazla borç para alabilmektedir. Şirketin aldığı bu borçlar karşılığında ortağa herhangi bir faiz ve benzeri adlar altında bir bedel ödenmemesi halinde şirket bünyesinde ödeme sırasında kur farkı oluşabilmekte veya enflasyon nedeniyle gerçek kişi ortak aleyhine zarar doğabilmektedir. İşte bu halde borçlanılan bu paralarla ilgili herhangi bir faiz ödenmemesi örtülü sermaye kapsamında değerlendirilebilmektedir. Ortakların şirkete borç vermelerindeki sebeplerden biri...

Continue reading

Anonim Şirket ve Limited Şirketlerde Ortaklar ve Yöneticiler Açısından Rekabet Yasağı

Hukuki Anlamda Rekabet: 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun (“RKHK”) 3. Maddesi uyarınca rekabet, “mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarış” olarak tanımlanır. Kişilerin ve toplumun gelişmesi açısından gerekli olan rekabet, dürüstlük kuralı ve ahlak kurallarına uygun olduğu ölçüde kişi ve toplumun refah düzeyinin yükselmesini sağlar[1]. Piyasalarda rekabetçi düzenin oluşturulması ve bu düzenin devam etmesi amacı ile rekabetin dürüstlük kuralı ve ahlak kurallarına uygun çerçeve içinde kalmasının sağlanması için rekabetin hukuki anlamda çerçevesinin çizilmesi ve sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın konusu, Türk yasal mevzuatında sermaye şirketlerinden anonim şirket ortakları ve yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket ortak ve...

Continue reading

“Şirketler Topluluğu” düzenlemeleri ile ne tür imkanlar, yükümlülükler ve yaptırımlar getirdi?

Holding ve Grup Şirketlerinde yeni Türk Ticaret Kanunu, “Şirketler Topluluğu” düzenlemeleri ile ne tür imkanlar, yükümlülükler ve yaptırımlar getirdi? Bu imkanlardan nasıl faydalanabilir, bu düzenlemelere yasal uyumu nasıl sağlayabiliriz? Av. Kenan Yılmaz – Av.  Çağrı Bağatur  – Av. Adnan Erdoğmuş Bu yazımızda Holding ve Grup Şirketlerini önemli ölçüde ilgilendiren, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (“Yeni TTK” veya “Kanun”) “Şirketler Topluluğu” düzenlemeleri ile ne tür imkanlar getirmekte olduğu, hangi yükümlülükleri hüküm altına aldığı, bu yükümlülüklere uyulmaması halinde karşılaşılabilecek yaptırımların neler olduğu, hâkim ve bağlı şirketlerimizde bu düzenlemeler hakkında yasal uyumun ve işleyişin nasıl sağlanabileceği hususlarına ilişkin olarak, bu konular hakkında, ilgili kanun...

Continue reading

Bireysel Katılım Sermayesi Yönetmeliği

BİREYSEL KATILIM SERMAYESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİLGİ NOTU YÖNETMELİĞİN AMACI 15.02.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) ile yüksek risk içermesi nedeniyle finansmana erişimde sıkıntı yaşayan başlangıç veya büyüme aşamasındaki girişimler için finansal bir araç olan bireysel katılım sermayesinin desteklenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemiştir[1]. Bu kapsamda bugüne kadar Start-Up şirketlerine Melek Yatırımcılar tarafından yapılan sermaye destekleri belirli şartlarla desteklenmiş ve vergi muafiyeti tanınmıştır. Yönetmelik kapsamında, destekten yararlanılabilmesi için yatırımcının Bireysel Katılım Yatırımcısı lisansı almış olması ya da akredite olmuş Bireysel Katılım Ağları üzerinden başvurularını gerçekleştirmiş olmaları gerekmektedir. Bu kapsamda, Yönetmelik ile aranan kriterlere ve belirlenen şartlara kısaca...

Continue reading

Limited Şirketlerde Ortak ve Müdür Sorumlulukları

YENİ TTK KAPSAMINDA LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARININ SORUMLULUĞU ÖZEL ALACAKLAR İLGİLİ MEVZUAT AÇIKLAMA Ortaklar, şirket borçlarından doğrudan sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Yeni TTK md. 573 Ortaklar, ödenmemiş sermayeleri ve yerine getirilmemiş ek ödeme ve yan edimler ile sorumlu olacaklardır. Ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemiş ve Şirket, ortağın şirketten ayrılmasının tescil edildiği tarihten itibaren 2 yıl içinde iflas etmiş ise bu eski ortaktan da ek ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi istenir. Yeni TTK md. 604 Ek ödeme yükümlülüğünün iflas halinde 2 yıl süre ile devam etmesi nedeniyle alacaklılar da bu talepte bulunulmasını Şirketten ya...

Continue reading

Anonim Şirket Ortaklarının Sorumlulukları

ANONİM ŞİRKET ORTAKLARININ SORUMLULUĞU ÖZEL ALACAKLAR İLGİLİ MEVZUAT AÇIKLAMA Ortaklar, şirket borçlarından sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirkete karşı sorumludurlar. Yeni TTK md. 329 Taahhüt ettiği sermaye borcunu ödeyen ortak özel borçlardan sorumlu değildir. KAMU ALACAKLARI     Ortaklar, kamu borçları için taahhüt ettikleri esas sermaye tutarı oranında sorumludurlar. Yeni TTK md. 329 Taahhüt ettiği sermaye borcunu ödeyen ortak kamu borçlarından sorumlu değildir. ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN SORUMLULUĞU ÖZEL ALACAKLAR İLGİLİ MEVZUAT AÇIKLAMA Yönetim Kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar (Genel Sorumluluk). Yönetim Kurulu üyeleri ayrıca “belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması” ve “sermaye hakkında...

Continue reading

Acentenin Acente Sözleşmesinden Doğan Fesih Hakları

TÜRK HUKUKU KAPSAMINDA ACENTENİN ACENTE SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN FESİH HAKLARI ACENTE SÖZLEŞMESİNİN FESHİ Acente ilişkileri hakkındaki hükümler Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) 116. – 134. maddeler arasında düzenlenmiştir. TTK madde 133 doğrultusunda, Acente Sözleşmesi aşağıdaki koşullarda feshedilebilir: Belirsiz Süreli Acente Sözleşmesinin Feshi (TTK madde 133/1): Belirsiz Süreli Acente Sözleşmesi akdedilmesi halinde, taraflardan herhangi biri (Acente ya da Müvekkil) hiçbir sebep belirtmeden üç (3) ay önceden yazılı olarak bildirmek koşuluyla Sözleşme’yi feshedebilir. Söz konusu fesih bildirimi, yazılı şekilde noter veya iadeli taahhütlü mektup ya da telgraf aracılığıyla gönderilmelidir. Belirli Süreli Acente Sözleşmesinin Feshi: Açıkça düzenlenmemiş olmamakla birlikte, TTK madde 133 hükmünden anlaşılan, Belirli Süreli Acente Sözleşmesi imzalandığı...

Continue reading