Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Hizmet İnovasyonu ve Sınai Haklar

Hizmet İnovasyonu ve Sınai Haklar

Hizmet İnovasyonu ve Sınai Haklar

Farklı, değişik, yeni fikirler ve buluşların geliştirilmesini ve uygulanmasını ifade eden İnovasyon (“Yenilikçilik”), yenilikçi buluş özelliği içermesi hallerinde, yeni ürünlerin, usullerin bulunması, tasarlanması ve uygulanmasıyla hayata geçmekte ve sınai hakların konusu olabilmektedir.

Yenilikçi ve yaratıcı bilgi, söz konusu uygulamalarla bir yandan ekonomik ve toplumsal faydaya dönüşmekte, öte yandan bu bilgiyi üreten işletmeleri rekabette öne geçirmektedir.

Şirketlerdeki yenilikçilik sistemi ve faaliyetleri kuruluş içindeki uzman çalışanları, Ar-Ge ve İnovasyon bölümleri eliyle yürütülmektedir.

Bu sistem ve faaliyetler doğal olarak sadece ürünlere ve usullere yönelik olmayıp, işletmelerin sunmuş olduğu hizmetlerde yenilikçiliği de kapsayabilmektedir.

Hizmet ve Hizmette Yenilikçilik

“Hizmet”, bir işletme tarafından pazara sunulan, alıcılara sağlanan faydalar olarak; “Hizmette Yenilikçilik” ise yeni tasarlanmış veya önemli ölçüde değiştirilmiş bir hizmet yaklaşımının ortaya çıkarılması, hizmetin sunum veya dağıtım sisteminde bir farklılık, yeni bir buluş yaratılması faaliyetleri olarak adlandırılmaktadır.

Her inovasyon (yenilikçilik) bir buluş niteliğinde değildir. Ancak buluş özellikleri içeren hizmet yenilikleri, sınai mülkiyet kapsamında yer alabilecek olup, yenilikçi hizmetin ilk bulan ve uygulayanları adına üretilmesi, pazarlanması ve satılması açısından gayri maddi bir hak özelliği taşıyacaktır. Bu sınai haklar, ilgili yasal mevzuatlar doğrultusunda, özellikle hizmet markası, hizmet patenti alınması suretiyle, hizmet markası ve hizmet patenti sahiplerine, yasal korumalardan faydalanma hakları tanıyacaktır.

Hizmet Markaları

Bir işletmenin hizmetlerini, bir başka teşebbüsün hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, çizimle görüntülenebilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri, “Hizmet Markası” olarak tanımlayabiliriz.

Hizmet Markaları; Markaların Korunması Hakkı’nda Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmiş olan ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin sundukları hizmetleri kapsayacak şekilde tescilini aldıkları markalardır. Hizmet Markası sahipleri, ilgili Kanun Hükmünde Kararname, Yönetmelikler, ülkemizin bu alanda taraf olduğu uluslararası anlaşmalar kapsamında tanınan haklara sahip olmaktadır.

Marka sahibi, marka taklitleri yoluyla haksız rekabet ve sınai mülkiyet haklarına tecavüzlere karşı yasal yollara başvurabilecektir. Söz konusu koruma, tescili bulunan hizmet markasına karşı ihlallerde hapis, para, ticaretten men ve kapatılma cezaları ile donatılmıştır. Marka sahibi, maruz kaldığı ticari zararlar için, özellikle borçlar ve ticaret kanunumuzda yer alan haksız rekabet hükümlerine de dayanarak ayrıca tazminat talep etme ve dava haklarına sahip bulunacaktır.

Teknoloji sektörü açısından, Türk Patent Ensititüsü (TPE) hizmet markaları sınıflandırmaları arasında “Bilgisayar hizmetleri”, “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların elektronik ortamlar ile bir araya getirilmesi hizmetleri”, “Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri”, “Malzemelerin üçüncü şahıslar adına montajı hizmetleri” ve “Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri”ni örnek sayabiliriz.

Hizmet Yenilikçiliğine Yönelik Patentler

Bir hizmet yeniliğine yönelik teknik bir özellik ihtiva eden buluşlar, buluş sahibine, buluş konusu hizmet ürününü belirli bir süre üretme, kullanma, pazarlama, satma veya ithal etme hakları tanıyacak olan bir patent veya faydalı model belgesi tescili ile koruma altına alınabilmektedir. Buluş, “tarım dahil, sanayideki herhangi bir spesifik sorunun çözümü” olarak tanımlanır ve bir ürüne veya usule ilişkin olabilir.

Mevzuata göre herhangi bir hizmet yeniliği buluşu, “Tekniğin bilinen durumunun aşılması” ve “Sanayiye uygulanabilirlik” özelliklerine sahip olması halinde patentlenebilecektir. TPE’nün açıklamalarına göre “Tekniğin bilinen durumunun aşılması” kriteri “konuda uzman bir kişinin kolayca düşünüp uygulamaya koyamayacağı” nitelik anlamındadır. “Sanayiye uygulanabilirlik” ise, buluşun

tümüyle kuramsal olmak yerine pratiğe uygulanabilir özellik taşıması demektir. Bu manada üçüncü önemli kriter patent için başvurusu yapılacak yeniliğin, başvuru yapılmadan önce başkaları tarafından yazılı, sözlü ya da uygulanarak açıklanmamış olması anlamında, mutlak yenilik özelliği taşıyacak olmasıdır. Bu üç kriteri taşıyan hizmet inovasyonuna dayalı buluşlar bir patent ile korunabilecektir. Faydalı modellerde ise “Tekniğin bilinen durumunun aşılması”  kriteri aranmayacaktır.

Yine teknoloji sektöründen yola çıkarak, hizmet inovasyonuna dayalı bu tür patent başvuruları arasında “”Etkileşimli mobil on-line görsel bilgilendirme ve eğlendirme hizmeti”, “İnternet türü bir ağda hizmetlerin birleştirilmesi”, “Mobil iletişim sisteminde hizmet sağlamak için cihaz ve metot”, “Hizmet teslim modu ile tahsis edilen bir veri hizmetinin gerçekleştirilmesi için aparat ve yöntem”, “İnternet bilgi saklama sistemi”ni örnek gösterebiliriz.

Patent sahibi, patentle korunan buluşu kullanmak zorundadır. Kullanma zorunluluğu üç yıl içinde gerçekleştirilmelidir. Kullanmanın değerlendirilmesinde pazar şartları göz önünde tutulacaktır.

Bir buluş için buluş sahibine verilen bir patent, buluş sahibinin izni olmadan başkalarının buluşu üretmesini, kullanmasını veya satmasını belirli bir süre boyunca engelleme hakkı verecektir. Yine ilgili Kanun Hükmünde Kararname, Yönetmelikler ve Uluslarası Patent İşbirliği anlaşmaları kapsamında oluşan patent mevzuatımız çerçevesinde hizmet patenti hak sahibi, buluşun yeri, teknoloji alanı ve ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda herhangi bir ayırım yapmaksızın patent haklarından yararlanabilecektir. Patent sahibinin, üçüncü kişiler tarafından izinsiz olarak patent konusu ürünün üretilmesi, satılması, kullanılması veya ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle olursa olsun elde bulundurulmasını önleme hakları bulunmaktadır.

Patentten doğan hakları tecavüze uğrayan patent sahibi, bu konuda görevli ve yetkili mahkemelerden, patentten doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması, tecavüzün giderilmesi, maddi ve manevi zararın tazmini, patentten doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara ve patente bağlı bir usulün kullanımını sağlayan araçlara el konulması ve patentten doğan haklara tecavüzün devamını önlemek üzere gerekli tedbirlerin alınması taleplerinde bulunabilir. Patentli bir ürünün izinsiz kullanılması durumunda mahkemeler suçlular hakkında hapis cezasına veya ağır para cezasına veya her iki müeyyidenin birden uygulanmasına karar verebilmektedir.

Bir Hizmet Markasına Patent Alınabilir mi?

Gerek markalar ve gerekse patentler Türk Patent Enstitüsünde tescil ettirilir. Bir hizmet markasına aynı zamanda bir hizmet patenti alınması söz konusu değildir. Marka; işletmelerin mal ve hizmetleri için ayırt edici özelliği olan sözcükler, şekiller, harfler ve sayılardan oluşabilen her türlü işarete verilen addır. Patent ise, teknik özelliği olan buluşların korunması hakkında kullanılan bir terimdir. Her ikisi de ayrı ayrı hukuki içerik, tescil ve koruma süreçlerine tabidir.

Buluş Niteliği Şartı

Sınai ve teknik bir içerik taşıması ve halihazır bir proğramı harekete geçirebilecek bir tasarım özelliği içermesi benzeri özel haller ve koşullar istisna teşkil etmek kaydıyla, bir hizmetin sunulmasına yönelik bir bilgisayar yazılım ve proğramı, bilim eseri veya estetik niteliği olan yaratmalar hukuken “Buluş” niteliğinde sayılmadıkları için ülkemizde bir patent ile koruma altına alınmamaktadırlar. Örneğin bir hizmetin sunumuna yönelik doğrudan bilgisayar üzerinde çalıştırılan yazılımlar için de bir patent alınması bu bağlamda söz konusu olamayacaktır. Bilgisayar proğramları ve bir proğrama dönüşmesi kaydıyla bilgisayar tasarımları ülkemiz hukuk düzeninde fikir ve sanat eserleri olarak değerlendirilmekte olup, ilgili fikir ve sanat eserleri mevzuatı doğrultusunda koruma altına alınabilmektedirler.

İşçi Buluşları

Yazımızın başında Hizmet Yenilikçiliği de dahil olmak üzere işletmelerde yenilikçiliğe dayalı buluşların, çoğunlukla şirketin ilgili İnovasyon, Ar-Ge bölümlerinde görev yapan çalışanları veya uzmanları tarafından ortaya çıkarıldığını belirtmiştik. Çalışanların buluşlarında işçilerin ve işletmelerin hakları ülke patent sistemimizde “İşçi Buluşları” başlığı altında ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.

Buna göre işçiler tarafından gerçekleştirilecek buluşlardan, işçinin yükümlü olduğu işin gereği olarak yaptığı veya işletmenin büyük ölçüde deneyim ve çalışmalarına dayanan buluşlar İşçinin Hizmet Buluşu olarak adlandırılmaktadır.

Bu yöndeki yasal düzenlemelere, özellikle 551 sayılı “Patent haklarının korunması hakkında Kanun Hükmünde Kararname” kapsamında yer verilmekte olup, İşçi Buluşları da patent veya faydalı model belgesi ile korunabilir nitelikte olan buluşlardır ve işçiler bu kapsamda bir buluş yaptığında, bu buluşlarını, kendi kişisel katkılarını da belirterek yazılı olarak ve geciktirmeksizin işverene bildirmekle yükümlüdürler.

İşveren, İşçi Buluşu ile ilgili olarak tam veya kısmi hak talep edebilecek ve bu yönde tam talep içerikli bir bildirimin işçiye ulaşması ile buluş üzerindeki tüm haklar işverene geçebilecek ve işveren ilgili hizmet buluşunu kullanmaya başlayabilecektir. İşverenin hak talebi durumunda işçi kendisine uygun bir bedelin ödenmesini işverenden isteme hakkına sahiptir. Bedelin hesaplanmasında hizmet buluşunun ekonomik değerlendirilebilirliği, işçinin işletmedeki görevi ve işletmenin buluşun gerçekleştirilmesindeki payı gibi unsurlar gözönünde tutulacaktır.

İşletmeler, Hizmet Yenilikçiliğine dayalı bu tür İşçi Buluşlarında, işçinin de rızasını almak kaydıyla, şirket adına gerek Türkiye’de ve gerekse yabancı ülkelerde patent verilmesi amacıyla TPE’ne başvuruda bulunma hakkına sahiptir. İşveren tam hak talebinde bulunmuş olduğu bir işçi buluşu için başvuruda bulunmaz ve işçinin belirleyeceği süre içinde de başvuruyu yapmazsa, işçi de, işveren adına ve hesabına, hizmet buluşu için Enstitü’ye başvurabilecektir. İşveren, ayrıca işçinin talebi üzerine, patent almak istemediği yabancı ülkeler için buluşu serbest bırakmak ve bu ülkelerde işçiye patent almak için talep yapma imkanını sağlamakla yükümlüdür.

İşveren, işçinin, İşci Buluşu nedeniyle talep ettiği bedeli ödemeden önce patent verilmesi için yaptığı başvuruyu takip etmek istemez veya patent hakkının korunmasından vazgeçmek isterse, durumu işçiye bildirmekle yükümlüdür. Bu durumda işçinin talebi üzerine işveren, masrafları işçiye ait olmak üzere patent hakkını veya patent alınması ve korunması için gerekli olan belgeleri işçiye devir etmek zorundadır.

Yenilikçilik, Uzmanlık ve Şirket Değerleri

Yenilikçilik sistemi ve faaliyetlerine önem veren kuruluşların yukarıda saydığımız hukuki düzenlemelerin bilincinde olarak, hizmet inovasyonlarına yönelik yenilik ve buluşlarını yasal korumalar altına almaları elzemdir.

Elde edilen bu özel haklarla, başkalarının markanızı ve buluşunuzu ticari anlamda kullanmasını engelleyebilir, rekabet gücünüzü artırabilirsiniz.

Bir kuruluşun marka ve patent sayısı, o kurumun uzmanlık seviyesi hakkında önemli bir göstergedir. Gelişmiş ülkelerde şirketlerin pazar değerlerinin algılanması ve hesaplanmasında, yıllık Ar-Ge ve İnovasyon yatırımları ve patent sayıları öncelikli faktörler olarak öne çıkmaktadır.

Adnan B. Erdoğmuş Şubat, 2010