Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Murisin Dijital Malvarlığı Terekeye Dahildir

Murisin Dijital Malvarlığı Terekeye Dahildir

Bilindiği üzere miras, bir kimsenin ölümü ile kendisine ait özel hukuk ilişkilerinin tümünü ifade eden tereke anlamına gelir. Mirasçı ise murisin terekesi üzerinde yasa gereği külli halefiyet[1] dediğimiz yasal halefiyet ile hak sahibi olan kişidir.

Kimi zaman vefat edenin aktif ve pasif malvarlığının yani terekesinin tümünün mirasçıları tarafından tamamen yani her unsuru ile bilinmesi mümkün olmamaktadır. Bu nedenle genellikle mirasçılar tarafından Türk Medeni Kanunu (TMK) 589. maddesi ve devamı uyarınca miras hukukuna özgü bir koruma önlemi olarak terekenin mahkemeden tespiti talep edilebilmektedir.

Tereke tespit davası olarak karşımıza çıkan bu tür talepler yargı yerleşik kararlarına da yansıyan haliyle bir koruma önlemi olarak tereke mirasçılar arasında paylaşılmadığı sürece her zaman istenebilir. Yasada murisin yerleşim yeri sulh hakiminin de herhangi bir talep olmaksızın kendiliğinden murisin terekesindeki hakların korunması ve mirasçılara geçişinin sağlanması için gerekli tüm önlemleri alabileceğini hüküm altına almışsa da genellikle tereke tespiti ve bağlantılı olarak koruma önlemlerinin alınması mirasçıların talebi ile gerçekleşmektedir.

Bir koruma önlemi olarak tereke tespiti yapılırken, mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen murisin mal varlığı unsurlarının ilgili yerlerden sorularak ölüm günü itibariyle terekesinin belirlenerek tespit edilmesidir[2].

Günümüzde teknolojinin her geçen gün gelişmesi ve günlük hayatta dijitalleşmenin artması ile dijital formatta var olan ve kullanım hakkıyla birlikte gelen her şey “dijital varlık” (digital asset) tanımı altında toplanmaktadır[3]. Fiziksel varlıkların aksine, dijital varlıkların sahipleri, bir “sosyal medya iradesinin” varlığında bile ölümleri ile bu varlıkların nasıl kullanıldığı veya kullanılacağı üzerinde nadiren kontrol sahibi olurlar ve bazen hiçbir kontrolleri dahi bulunmaz. Mirasçıları da çoğu zaman bu dijital varlıklara ilişkin bilgi sahibi dahi olmazlar.

İşte bu dijital varlığın terekeye dahil olarak miras hukukunun kapsamına girip giremeyeceği ilk kez Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı Justin Ellsworth Irak’ta görev yaparken 2004 yılında ölümü üzerine mirasçılarının murisin kullandığı elektronik posta adresine ilişkin kullanıcı bilgilerini Yahoo!’dan talep etmesine rağmen Yahoo!’nun bunu reddetmesi ile başlamıştır. 20 Nisan 2005’te Probate Court of Oakland County, Michigan; muris Justin Ellsworth kullanıcısı olduğu hesaba ilişkin içeriklerin (e-posta, bilgi, belge, görsel ve diğer her türlü içerik) bir CD-ROM ile oğlu John Ellsworth’a teslim edilmesine hükmetmiştir[4].

O günden bugüne hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere farklı birçok ülkede ve yargılama sisteminde uyuşmazlık konusu olan “dijital varlığın miras hukuku boyutu” Türk miras hukuku bakımından da ilk kez Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 13.11.2020 tarihli kararı (bundan böyle “İstinaf Mahkemesi Kararı” olarak anılacaktır) ile kapsamlı bir şekilde ele alınarak tereke tespiti talebi kapsamında tespiti gerektiği hüküm altına alınmıştır[5].

İstinaf Mahkemesi Kararı Uyarınca Türk Miras Hukukunda Dijital Miras

Bahsi geçen istinaf mahkemesi kararında dijital dünyanın sürekli değişmesine bağlı olarak dijital varlığın nelerden oluştuğunun net olarak belirlenmesinin güç olduğunun da altı çizilerek dijital varlık, “videolar, fotoğraflar, e-postalar, kişisel sosyal medya hesapları gibi elektronik olarak depolanan ve yalnızca dijital formda bulunan diğer varlıklar” olarak tanımlanmıştır.

Ayrıca, ile günümüzde dijital malvarlığının yadsınamaz ve göz ardı edilemez bir gerçeklik olduğu ve dijital varlık ve dijital miras ile ilgili yasal bir düzenleme bulunmadığından bu konuda yasa boşluğu olduğu tespiti yapılmıştır.

Hukukun uygulanması ve yorum kurallarının temelini oluşturan TMK 1. maddesine atıf yapılan kararda olaya uygulanacak kuralın bulunması yargıçlık görevi de gözetilerek dijital varlığın murisin terekesine ait malvarlığı unsurlarından olduğu belirtilmiştir.

Bu çerçevede, murisin aktif ve pasif malvarlığının tümünün ölüm tarihi itibariyle tespit edilmesi anlamını taşıyan tereke tespit mahkemesinin dijital varlığın da murisin terekesine dahil olduğundan hareketle murisin elektronik posta hesabına ilişkin de “murise aidiyet” tespiti yapması gerektiği açıklanmıştır.

Söz konusu Antalya Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile artık dijital varlığın da ölüm ile birlikte mirasçılara yasa gereği kendiliğinden intikal edeceği ve bu dijital varlığa ilişkin mirasçıların tereke tespiti başta olmak üzere miras hukukundan kaynaklanan haklarını kullanabileceği söylenebilecektir.

Her ne kadar ilgili istinaf mahkemesi kararı, tereke tespit davası özelinde uyuşmazlık konusu murisin terekesine aidiyetinin tespiti istenen elektronik posta adresinin murise ait olduğu ve mahkemece verilecek yetkilerin Elektronik Haberleşmenin Gizliliği Kanununda kullanıldığı haliyle yasal rıza anlamına geleceği ile sınırlı olarak uyuşmazlığı incelemişse de Türk miras hukuku kapsamında artık “dijital varlığın” da terekeye dahil unsurlardan olduğunun tespiti bakımından oldukça önemlidir.

Karşılaştırmalı Hukukta Dijital Miras

Yukarıda da açıklandığı üzere, dijital varlığın miras hukuku boyutu ilk kez 2004 yılında kapsamlı ve geniş bir çerçevede Amerika Birleşik Devletleri’nde tartışılmaya başlanmıştır.

3 Mart 2016 tarihinde imzalanan ve 1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren yasa ile Oregon, dijital varlığın miras hukukuna ilişkin boyutunu ilgilendiren düzenlemelere sahip olan ilk eyaletlerden biri olmuştur. İlgili yasada dijital varlık “bireyin herhangi bir hak veya menfaate sahip olduğu elektronik kayıt” olarak geniş bir şekilde tanımlanmıştır[6]. Söz konusu yasa ile hesap sahiplerinin hesap bilgilerinin ve dijital varlığının kontrolünü ellerinde tutmaları ve ölümden sonra da muris belirlediği koşul ve şartlarda dijital varlığın mirasçılar ve 3. kişiler ile paylaşılmasını sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

Almanya Federal Mahkemesi 2015 yılında murisin Facebook sosyal medya hesabına ebeveynlerinin erişimine hakkı olması yönünde bir karar vererek dijital varlığın miras hukuku boyutunu değerlendirmiştir. Söz konusu karara konu olayda, hesap kullanıcısının ölümü Facebook’a sosyal medya hesabındaki bir arkadaşı tarafından bildirildiği için hesap Facebook tarafından “anıtlaştırılmıştı”[7]. Murisin ebeveynlerinin, murisin Facebook hesabına erişim talebi Facebook tarafından kişilik hakları ve özel hayatın gizliliği sebepleriyle reddedildiği için mahkemeye taşınmıştır. Mahkeme, murisin reşit olmadığını, reşit olmayanların kişilik haklarının korunmasından da ebeveynlerinin sorumlu olduğuna dikkat çekerek Facebook aleyhine, söz konusu hesaba ebeveynlere erişim hakkı tanınması gerektiğine hükmetmiştir[8].

Yine Amerika Birleşik Devletleri’nde Ajemian v. Yahoo!, Inc. kararı ile temsilcinin murisin elektronik postalarının mirasçıları ile paylaşılması için murisin bu yönde açık bir yetkilendirmesi olmasa da yasal onay verebileceği yönünde hüküm kurmuştur[9].

Avrupa Birliği ülke hukuklarına bakıldığında ise genel olarak dijital varlığın miras hukuku boyutunu düzenleyen açık yasal düzenlemeler bulunmadığı ve Türk hukukuna benzer bir şekilde mirasın geçiş hükümleri ile birlikte değerlendirildiği söylenebilir.

Bir örnek vermek gerekirse Hollanda’da Burgerlijk Wetboek (BW) yasası uyarınca ölüm ile mirasçıların dijital varlıklar da dahil olmak üzere merhumun sahip olduğu haklara sahip olacaktır. Ancak, ölen kişinin özellikle belirli dijital varlıklarının aktarımına ilişkin özel yasal düzenlemeler ile istisnaların bulunduğu hallerde bunların miras yolu ile mirasçılara geçişinde sorunlar ortaya çıkabilecektir[10]. Örneğin, Hollanda Anayasası 13. Maddesi açık bir şekilde iletişimin gizliliğini korumakta ve bugünlerde elektronik iletişimi de dahil edecek şekilde değişiklik yapılması planlanan maddede telefon ve telgrafla yapılan iletişimin gizliliğinin ihlal edilemeyeceğini hüküm altına almaktadır. Bu da dijital varlık kapsamına giren elektronik posta yazışmalarının miras yolu ile kendiliğinden geçişinin Anayasa’da düzenlenen gizlilik hükmü karşısında mümkün olup olmadığına tartışmasını gündeme taşıyabilir.

Sonuç

Dijital varlık ve bu varlığın miras yolu ile geçişine ilişkin belirsizlik yalnızca Türk hukuku değil karşılaştırmalı hukukta da özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin güvenliği kavramları ile birlikte tartışılmaktadır. Yine de Türk miras hukuku açısından Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 13.11.2020 tarihli kararı ile dijital varlığın da terekeye dahil bir unsur olarak ölüm ile birlikte mirasçılara yasa gereği kendiliğinden intikal edeceği ve bu dijital varlığa ilişkin mirasçıların tereke tespiti başta olmak üzere miras hukukundan kaynaklanan haklarını kullanabileceği söylenebilecektir.

Karar yalnızca murisin ölümünden sonra mirasçıların miras hukukundan kaynaklanan tereke tespiti talebine ilişkin olsa da dijital varlığın terekeye dahil bir unsur olarak kabulü ile murisin sağlığında bu varlığı ölüme bağlı tasarruflara konu edebileceği de söylenebilecektir. Benzer bir şekilde murisin “net terekesinin” hesaplanmasını gerektiren uyuşmazlıklarda veya murisin terekesinin mirasçılar arasında paylaşılmasında murisin dijital varlığının da göz önünde tutulması gerekecektir.


KAYNAKLAR

[1] Külli halefiyet bir malvarlığının bütün olarak, aktifi ve pasifiyle tek bir işlemle (hukuki olayla) bir kimseden başka bir kimseye geçmesi anlaşılır.

[2] Bkz. Y. 8. HD., E. 2013/23095 – 2014/19209 K., T. 24.10.2014

[3] Dijital varlık teriminin doğru bir şekilde tanımlanması zordur ancak dijital ortamdaki e-posta, görsel işitsel içerik ve belgeler gibi her türlü verileri içerdiği kapsadığı kabul edilir (Bkz. Brad Reid: Legal Life After Death: Publicity, Physical, and Digital Assets. Southern Journal of Business & Ethics , 2017, Vol. 9, p.108-122).

[4] Order to Produce Information, In re Estate of Ellsworth, No. 2005-296, 651-DE

[5] Bkz. Antalya BAM E.2020/1149 – 905 K., T. 13.11.2020

[6] 78th OREGON LEGISLATIVE ASSEMBLY—2016, Senate Bill 1554, Section 2 (10) Regular Session(Bkz. https://olis.leg.state.or.us/liz/2016R1/Downloads/MeasureDocument/SB1554/Enrolled Erişim Tarihi: 15.02.2021)

[7] Bkz. https://www.facebook.com/help/991335594313139 Erişim Tarihi: 15.02.2021

[8] In re Facebook Ireland Ltd, Landgericht Berlin, No. 20 O 172/15, opinion filed 12/22/15 (Bkz. https://dejure.org/dienste/vernetzung/rechtsprechung?Gericht=LG%20Berlin&Datum=17.12.2015&Aktenzeichen=20%20O%20172%2F15 Erişim Tarihi: 15.02.2021)

[9] 84 N.E.3d 766 (Mass. 2017), cert. denied, No. 17-1005, 2018 WL 489291 (U.S. Mar. 26, 2018).

[10] Kristen-Alex Kolk: Dıgıtal Inherıtance In The European Unıon, Tallınn Unıverısty Of Tehcnology School Of Business And Governance Department Of Law, 2020, s. 23