Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Tescilli Tasarım Hakkının İhlali

Tescilli Tasarım Hakkının İhlali

Serbest rekabet, teknoloji kullanmadaki artış ve standardizasyona bağlı olarak piyasadaki üretici sayısı çoğalmış ve ürünler arasındaki kalite farkı ortadan kalkmaya başlamış bu da üretici sayısının çoğalmasıyla birlikte, ürünlerin görünümünün tüketici tercihlerini belirlemedeki etkisini arttırmıştır[1]

Avrupa ülkelerinde tasarım hukuku alanında özel düzenlemeler 18. yüzyılın sonunda yapılmasına karşılık, Türk yasal mevzuatında bu düzenlemeler yakın tarihte hazırlanmıştır. Bununla birlikte Tasarım hukuku konusunda ülkemizin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden salt tasarımları düzenleyen anlaşmalar, tasarım tesciline konu ürünlerin uluslararası sınıflandırmasına ilişkin 1968 tarihli Locarno Anlaşması ile tasarımların uluslararası tesciline ilişkin 1925 tarihli Lahey Anlaşmasıdır. Ayrıca, Paris Sözleşmesi ile TRIPS anlaşmalarında da tasarımlara ilişkin hüküm bulunmaktadır.

Hukukumuzda tasarım hukuku konusundaki ilk özel düzenleme olan 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 1995 yılında yürürlüğe girmiştir. Ardından 6769 sayılı ve 22.12.2016 tarihli Sınai Mülkiyet Kanunu (“6769 sayılı Kanun”) yürürlüğe girerek 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname geçici olarak kısmen uygulanmaya devam edecek hükümleri dışında yürürlükten kaldırılmıştır. Mevcut haliyle tasarım hakkı ve tasarım hakkına tecavüz halleri için güncel 6769 sayılı Kanun çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekecektir.

Türk Ceza Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun hükümleri kapsamında 01.01.2009 tarihinden itibaren 554 Sayılı KHK hükümleri kapsamında suç oluşması ve ceza verilmesi mümkün olmadığından ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında tasarım hakkına tecavüz hallerinde cezai yaptırım düzenlenmediğinden bu çalışmada ceza hükümlerine değinilmeyecektir.

II. TASARIM HAKKI

1. Ayırt Edicilik

Tasarım, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçalar, ambalaj gibi nesnelei, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumları, grafik sembolleri ve tipografik karakterlerinin tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür[2].

Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla 6769 sayılı Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. Birleşik ürünlerin parçasının tasarımı ise parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olması ve parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik ise yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir ve yine 6769 sayılı Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur[3].

Yasada belirlenen haliyle ayırt edicilik özelliği tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenimin tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce; tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı bir izlenim bırakması ile belirlenecektir.

Yani bir tasarımın aynısı; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim esas alınarak tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi belirlenerek dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilecektir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilecektir.

Yasanın açık hükmü gereği tasarım; 6769 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur.

2. Koruma Hakkının Kapsamı

Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretilmesi, piyasaya sunulması, satılması, ithal edilmesi, ticari amaçla kullanılması veya bu amaçlarla elde bulundurulması ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunulması halinde 6769 sayılı Kanunla tasarım sahibine tanınan münhasır haklarını kullanabilir[4].

Eğer tasarım tescilsiz ise işbu tescilsiz tasarım sahibi yukarıda belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verecektir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu da söylenemeyecektir.

3. Tasarımın Koruma Süresi

Tescilli tasarımların koruma süresi başvuru tarihinden itibaren beş yıldır. Bu süre beşer yıllık dönemler hâlinde yenilenmek suretiyle toplam yirmi beş yıla kadar uzatılabilir. Tescilsiz tasarımların koruma süresi, koruma talep edilen tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten itibaren üç yıldır[5].

III. TASARIM HAKKINA TECAVÜZ

1. Tecavüz Sayılan Haller

Tasarım sahibinin izni olmaksızın 6769 sayılı Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak; tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek ve tasarım hakkını gasp etmek[6] yani tasarım başvurusu gerçek hak sahibi olmayan bir kişi tarafından yapılması veya tasarım bu kişi adına tescil edilmesi veya tescilsiz tasarımın gerçek hak sahibi olmayan bir kişi tarafından kamuya sunulması yasada tasarım hakkına tecavüz olarak sayılmıştır[7].

Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, yukarıda sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmayacaktır.

2. Tasarım Hakkına Tecavüz Halinde Başvurulabilecek Hukuki Yöntemler

Tasarım hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi

• Fiilin tecavüz olup olmadığının tespitini
• Muhtemel tecavüzün önlenmesini
• Tecavüz fiillerinin durdurulmasını
• Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazminini
• Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde el konulması ve el konulan işbu ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınmasını
• Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere el konulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya tasarım haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhasını
• Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesini mahkemeden talep edebilir[8].

Tasarım hakkı sahibinin işbu taleplerini mahkemeden talep edebilmesi için tasarımının tescil edilerek yayımlanması gerekecektir. Fakat tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmadan tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilebilecek ve tasarım hakkı sahibi işbu taleplerini ileri sürebilecektir[9].

Ayrıca tasarım hakkı sahibi dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi tasarım hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. İhtiyati tedbirler herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi karşılığında davacının tasarım hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması ile tasarım hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde el konulması ve bunların saklanmasını kapsamalıdır[10].

3. Tasarım Hakkına Tecavüz Halinde Tazminat

Her ne kadar yasanın emredici hükmü gereği tasarım hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, tasarım hakkı sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlü ise de hak sahibi, tasarım hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, tasarım hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilecektir.

Tasarım hakkı sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsayacaktır. Burada özellikle yasanın yoksun kalınan kazançta zarar gören tasarım hakkı sahibinin seçimine bağlı olarak hesaplama yapılmasını öngördüğünün de altını çizmek gerekir. Yani tasarım hakkı sahibi tasarım hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel geliri veya tasarım hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazancı veya tasarım hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedelini yoksun kalınan kazanç olarak talep edebilecektir[11]. Hesaplamada ayrıca tasarım hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında tasarım hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulacaktır.

Tasarım hakkına konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda tasarım hakkı sahibinin itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat da istenebilecektir[12].

4. Hukuki Taleplerde Zamanaşımı

Tasarım hakkına tecavüzden doğan özel hukuka ilişkin taleplerde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanacağından tazminat davaları için öngörülen öğrenmeden itibaren bir ve her halde on yıllık zamanaşımı süreleri geçerlidir[13].


KAYNAKLAR

[1] Lionel Bently & Brad Sherman: Intellectual Property Law, Third Edition, Oxford University Press, Newyork 2009, s.563.

[2] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 55. Madde

[3] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 56. Madde

[4] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 59. Madde

[5] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 69. Madde

[6] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 81. Madde

[7] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 71. Madde

[8] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 149. Madde

[9] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 81. Madde

[10] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159. Madde

[11] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 151. Madde

[12] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 150. Madde

[13] 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 157. Madde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 60/2. Madde