Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Uluslararası Mal Satışları Hakkında Birleşmiş Milletler Anlaşması (“CISG”) ve Türkiye’ye Etkileri

Uluslararası Mal Satışları Hakkında Birleşmiş Milletler Anlaşması (“CISG”) ve Türkiye’ye Etkileri

Uluslararası Mal Satışları Hakkında Birleşmiş Milletler Anlaşması (“CISG”) ve Türkiye’ye Etkileri

Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Anlaşması, 11 Nisan 1980 tarihinde 62 ülke tarafından Viyana’da (Avusturya) imzalanmış ve 1 Ocak 1988 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İngilizce adı United Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods olan bu anlaşma, kısaca İngilizce adının baş harfleri olan CISG olarak veya Viyana Anlaşması olarak da anılmaktadır. CISG, uluslararası mal satımını düzenleyen yeknesak kurallar bütününün oluşturulması ve uluslararası ticaretin önündeki hukuki belirsizliklerin ortadan kaldırılması amacıyla düzenlenmiştir.

CISG günümüzde, ABD, Fransa, İspanya, Almanya, İtalya ve Çin de dahil olmak üzere, dünya ticaretinin %75’ini temsil eden 77 ülke tarafından imzalanmıştır. Türkiye, CISG’ın 07.04.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanması ve akabinde 01.08.2011 tarihinde TBMM tarafından onaylanması ile birlikte Viyana Anlaşması’na taraf olmuştur.

CISG Madde 1(a) “Bu anlaşma, işyerleri farklı devletlerde bulunan taraflar arasındaki mal satımı sözleşmelerine, bu devletlerin âkit devletlerden olması halinde uygulanır.” gereği, CISG, Viyana Anlaşması’nı imzalayıp taraf olan ülkelerin iç hukuku haline gelmiştir. CISG’ın bir ülkenin iç hukuku haline gelmiş olması, artık uygulama alanı içerisinde uluslararası mal satımlarına taraf ülkelerin CISG’ı uygulamasının zorunlu olacağı anlamına gelecektir.

Yukarıda, taraf ülkeler için CISG’ın artık bir iç hukuk olduğundan bahisle, taraf devletler sözleşme ile seçmeseler dahi uygulanmasının zorunlu olduğuna değinilmiştir. Peki CISG’ın uygulama alanı nedir? CISG, işyerleri farklı devletlerde olan taraflar arasında mal satımına ilişkin olarak imzalanan sözleşmelerdeki alıcı ve satıcının hak ve yükümlülüklerini düzenler. Satış Sözleşmesinin tanımı Viyana

Anlaşması’nda yer almamaktadır. Viyana Anlaşması Madde 3 gereği, imal edilecek veya üretilecek malların teminine ilişkin sözleşmeler satım sözleşmesi sayılır. Bu bağlamda CISG, hizmet satımına ilişkin sözleşmelere uygulanmayacaktır. Distribütörlük sözleşmesi, franchise sözleşmesi, koşulları varsa barter ve anahtar teslim sözleşmeler, taksitli satışlar ile eser sözleşmeleri de CISG Kapsamına girebilir. CISG Uluslararası Satım Sözleşmeleri zincirlerinde, diğer bir deyişle, bir üretici malı dağıtıcıya sattığında ve o da son tüketiciye sattığında uygulanmaz. CISG üretici ile son tüketici arasındaki ilişkiyi düzenlememektedir.

CISG’ın uygulanmayacağı haller Viyana Anlaşması Madde 2’de şu şekilde yer almaktadır:

  • Kişisel veya ailevi ihtiyaç veya ev ihtiyacı için mal alınması; meğerki satıcı, sözleşmenin akdi sırasında veya öncesinde, malların böyle bir kullanım için alındıklarını bilmesin ve bilmesi gerekmesin;
  • Açık artırma yoluyla yapılan satımlar;
  • Cebri icra veya diğer kanun gereği yapılan satımlar;
  • Menkul kıymet, kambiyo senedi ve para;
  • Gemi, tekne, hava yastıklı taşıt veya hava taşıtı satımı;
  • Elektrik satımı.

Taraflar arasında imzalanan mal satım sözleşmesinde uygulanacak hukukun belirlenmemiş olması veya CISG kapsamındaki hususlara ilişkin sözleşmede boşluk olması veya belirlenen hukuk kapsamında o ülkenin CISG’a taraf olması halinde, CISG hükümleri kural olarak iç hukuk hâkimi tarafından uygulanmak zorundadır. Fakat belirtmek gerekir ki; CISG yedek kurallar bütünüdür. Yedek kurallar bütünü olması, milletlerarası satım sözleşmesinde belli bir konuya ilişkin boşluk olması halinde CISG kurallarının uygulanması anlamına gelir. Başka bir deyişle, CISG kurallarının uygulanabilmesi için sözleşmede ilgili kuralın aksinin düzenlenmemiş olması veya hiç düzenlenmemiş olması gerekir. Bu bağlamda, uluslararası arenada mal satımına ilişkin sözleşme yapan tarafların CISG kapsamına giren her konuyu birebir düzenlemesinin beklenemeyeceği varsayılarak, ilerde taraflar arasında bir ihtilaf çıkması riskine karşı hangi kurallarla bağlı olduklarını bilmelerinde fayda olacaktır.

CISG, mal alım-satımı, tarafların yükümlülükleri, malların muayenesi ve sözleşmeye uygunluğu, belgelerin teslimi, yarar ve hasarın geçme koşulları gibi önemli hususları düzenlemektedir. Türkiye’de 01.08.2011 tarihinde yürürlüğe giren CISG hakkında ana hatlarıyla bir bilgilendirme yapmak uygun olacaktır.

CISG Madde 31 teslim yükümlülüğü ve teslim yerini düzenlemektedir. Bu maddeye göre, eğer satım sözleşmesi malların taşınmasını gerektiriyorsa satıcı malları bir taşıyıcıya vermekle yükümlüdür. Satım sözleşmesi malların taşınmasını gerektirmiyorsa satıcı malları alıcının tasarrufuna hazır etmelidir. İlk taşıyıcıya fiziken malların verilmesi malın teslim şartının yerine getirildiği anlamına gelir. Bu sebeple satıcının riski kalmaz ve risk alıcıya geçmiş olur. Eğer mallar başka bir yerde üretilecek veya malların belirli bir yerden alınması gerekiyorsa mallar alıcının tasarrufu için uygun bir yere bırakılır. Böylece teslim şartı yerine getirilmiş olur.

CISG Madde 33 malların teslim zamanını düzenlemektedir. Eğer sözleşmede satıcının malların gönderildiğine dair bildirimde bulunmasına ilişkin bir hüküm yoksa satıcının gerekli bildirimi yapması gerekir. Taşımaya ilişkin belgeler satıcı tarafından düzenlenmeli ve CISG Madde 32’ye göre alıcıya bildirim yapılmalıdır. Eğer mallar taşımaya konu ise taşıyıcı ile sözleşme yapması gereken satıcıdır. Eğer ilgili sözleşme kapsamında genel olarak sigorta yapılması gerekiyor ise Satıcı sigorta yaptırmalıdır. Sigorta ve taşıyıcı masrafları hakkında CISG sessiz kalmıştır. Fakat eğer sözleşmede hüküm yoksa kural alıcının sigorta masrafına katlanmasıdır.

CISG Madde 35 malların sözleşmeye uygun teslimini düzenlemektedir. Bu maddeye göre, Satıcı, miktarı, kalitesi ve türü sözleşmede öngörülen malları, sözleşmede belirtilen paket veya muhafaza içinde teslim etmek zorundadır. Taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde, mallar ancak aşağıdaki hallerde sözleşmeye uygun sayılırlar:

  • Aynı türden malların mutat olarak tahsis edildiği kullanım amacına uygun iseler;
  • Sözleşmenin kurulması esnasında açıkça veya zımnen satıcıya bildirilen her

türlü özel kullanım amacına uygun iseler; meğerki koşullardan, alıcının, satıcının bilgisine ve değerlendirmesine güvenmediği veya güvenmesinin makul olmadığı anlaşılsın;

  • Satıcının alıcıya örnek veya model olarak sunduğu malların kalitesine sahip iseler
  • İlgili türden mallar için mutat sayılan şekilde veya böyle mutat bir şeklin var olmadığı hallerde, malın muhafazası ve korunmasına uygun olan şekilde paketlenmiş iseler.

Doktrin görüşleri gereğince, Madde 35 ‘te yer alan teslim koşulları kümülatif değildir ve örnekleri çoğaltılabilir.

CISG kapsamında alıcının sözleşme bedelinin ödenmesi ve malın (ve gerekli belgelerin) teslim alınması şeklinde 2 genel yükümlülüğü belirlenmiştir. CISG Madde 57/1’de sözleşmede ödeme yeri belirtilmemiş ise uygulanacak genel kural düzenlenmiştir. Madde 57/1-a’da satıcının işyerinde ödeme yapılması hali ve 57/1 – b’de ödemenin verme yerinde yapılması hali düzenlenmiştir. Viyana Anlaşması’nda ödeme zamanına ilişkin olarak belirlenen genel kural Madde 58/1’de düzenlenmiştir. Buna göre, alıcının semeni belirli başka bir anda ödeme yükümlülüğü yoksa satıcının sözleşme veya bu Anlaşma uyarınca malları veya malları temsil eden belgeleri tasarrufuna hazır bulundurduğu anda ödemeyi yapması gerekir.

Viyana Anlaşması’na göre hasarın intikalı şu şekilde düzenlenmiştir. CISG’da sadece semen hasarı düzenlenmiştir. CISG Madde 66’ya göre, hasar alıcıya geçtikten sonra malların zayi olması alıcıyı semeni ödeme yükümlülüğünden kurtarmamaktadır. CISG Madde 67’ye göre malların taşınması gerekiyorsa ve satıcı malları belirli bir yerde vermeye mecbur değilse hasar ilk taşıyıcıya vermekle alıcıya geçer. Satıcı malları belirli yerde vermeye mecbursa bu halde ise hasar ancak malların belirli yere bırakılmasıyla alıcıya geçer. Madde 67’deki kuralın uygulanması için malların ayırt edilmesi yani çeşit borcuna konu olması gerekmektedir.

Yukarıda yer alan açıklamalardan CISG’ın esasında milletlerarası mal satın alma sözleşmelerinin esaslı hususlarını düzenlemiş olduğunu görmemiz mümkündür. Taraf devletlerin iç hukuku haline gelen ve bu sebeple hakimin uygulamak zorunda olduğu CISG hükümlerinin taraflarca öğrenilmesi ve özümsenmesi gerekecektir. Meğer ki taraflar ilgili hususun aksini sözleşmede düzenlemiş bulunsunlar. Burada CISG hükümlerinin uygulanma zorluğu karşımıza çıkabilecektir. Zira; bir mal satım sözleşmesinin tarafları sözleşmede ödeme ve teslim şartını kendileri belirlemiş olabilirler. (Bu belirlenen şartlar CISG hükümlerinden farklı olabilir. Yukarıda açıklandığı gibi CISG yedek hukuk kuralları bütünü olduğu için tarafların CISG’a aykırı olarak düzenlemiş olduğu hükümler geçerlidir.) Taraflar ödeme ve teslim şartını kendileri belirlemiş iken, hasarın intikali veya sorumluluk halleri sözleşmede taraflarca belirlenmemiş ise, sırf hasarın intikali ve sorumluluk halleri CISG’a tabi olacak ve ödeme ve teslim şartı hallerinin tarafların belirledikleri şekilde uygulanması gerekecektir. Bu durum ise sözleşmenin tüm hükümlerinin yeknesak bir kurala bağlı olmaması sebebiyle uygulamada karışıklığa sebep olabilecektir. CISG’ın bir yedek hukuk kuralları bütünü olması sebebiyle uygulamada neden olabileceği karışıklık, en azından ülkelerin iç hukuklarındaki ilgili kanunların CISG ile uyumlaştırılması ile çözümlenebilir.

Türkiye’de, Viyana Anlaşması’nın kabul edilmesi ile eşanlı olarak görüşülen ve 11.01.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Borçlar Kanunu Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bir nev’i “Uluslararası Borçlar Hukuku” olarak düşünülebilecek olan Viyana Anlaşması’na günümüzde pek çok ülke taraf olarak, anlaşma kurallarını iç hukuka uyarlamışlardır. Fakat ne yazık ki, her ne kadar yeni Türk Borçlar Kanunu Viyana Anlaşması ile paralel zamanlarda yasalaşsa da CISG hükümleri yeni Türk Borçlar Kanunu içerisine alınmamıştır.