(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

 

Haksız Yere İşten Çıkarıldınız Mı? İşte Haklarınız ve Yapmanız Gerekenler!

Haksız Yere İşten Çıkarıldınız Mı? İşte Haklarınız ve Yapmanız Gerekenler!

Haksız Yere İşten Çıkarıldınız Mı? İşte Haklarınız ve Yapmanız Gerekenler!

 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

Ancak belirtmek gerekir ki yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmaz. Başka bir deyişle yer altı işçileri 6 aylık kıdeme sahip olmasa dahi iş güvencesi hükümlerine tabi olacaklardır.

Kanunun 18. Maddesinde açık bir şekilde hangi hallerin fesih nedeni sayılamayacağı belirtilmiştir. Bu haller şu şekilde sıralanabilir:

  • Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak.
  • İşyeri sendika temsilciliği yapmak.
  • Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip veya yükümlülüklerini yerine getirmek için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak.
  • Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler.
  • Kanunda öngörülen hallerde kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek.
  • Hastalık veya kaza nedeniyle kanunda öngörülen bekleme süresinde işe geçici devamsızlık.

Bu hallerin İş Kanunu’na göre geçerli neden sayılmayacağı kabul edilmiş olup sayılan haller dışındaki durumlarda somut olaya göre incelenmesi gerekmektedir.

İşverenin geçerli bir neden göstermeksizin iş sözleşmesini sona erdirmesi halinde ise, işçi  iş güvencesi hükümlerinden faydalanıyorsa işe iade davası açma hakkına sahiptir. İş güvencesi hükümlerinden faydalanan işçi 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesi uyarınca, fesih bildiriminin tebliğinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesine başvurarak feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iadesini talep edebilir.

Ancak bu davadan önce, İş Kanunu 20. maddesi gereği, iş sözleşmesinin fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartıdır.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir.

Mahkeme, feshin geçersizliğine karar verirse, işçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçinin bu başvurusu üzerine işveren işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi takdirde, işçiye en az dört, en fazla sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. Ayrıca işçiye, kararın kesinleşmesine kadar geçen sürede, en fazla dört aya kadar boşta geçen süre ücreti de ödenir.

Haksız fesih durumunda işçi, şartları oluştuğu takdirde kıdem ve ihbar tazminatına da hak kazanır.

İşten çıkarılan işçi, ayrıca Türkiye İş Kurumu’na (İŞKUR) başvurarak işsizlik ödeneğinden yararlanabilir. Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olması ve son üç yılda en az 600 gün sigortalı olarak çalışmış ve işsizlik sigortası primi ödemiş olması, işten ayrıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde başvuru yapması gerekmektedir (4447 sayılı Kanun, Madde 50). Bu şartların dışında kanunun aradığı diğer şartların da somut olayda sağlanıyor olması gerekir.

Sonuç olarak, haksız işten çıkarma durumunda işçilerin sahip olduğu haklar, İş Kanunu ve ilgili mevzuatla güvence altına alınmıştır. Bu süreçte, arabuluculuk başvurusu, işe iade davası, tazminat talepleri ve işsizlik ödeneği gibi çeşitli hukuki ve idari yollarla hak aramak mümkündür. İşçilerin bu haklarını etkin şekilde kullanabilmeleri için sürelere dikkat etmeleri ve gerektiğinde hukuki destek almaları büyük önem taşır.