Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Anonim Şirketlerde Hisse Devri

Anonim Şirketlerde Hisse Devri

Anonim şirketlerde hisse senetleri hamiline veya nama yazılı olur. Payları borsada işlem görmeyen şirketler için hamiline yazılı senetlerin aksine nama yazılı payların senede bağlanması zorunlu değildir ancak azlığın yani sermayenin en az onda birinin istemde bulunması üzerine hisse senetlerinin bastırılıp dağıtılmalıdır [1]. Böyle bir istem bulunmadığı sürece payın senede bağlanması zorunluluğu yoktur [2]. Hisse senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı hisse senetlerine ilişkin hüküm uygulanır [3].

Nama yazılı hisse senetlerinin nasıl bastırılacağına ilişkin ise yasada yalnızca hisse senedinin şekli yönünden ayrıntılı düzenleme bulunmakla birlikte hisse senedi bastırılması için yönetim kurulu kararı alınmasını açıkça yasal dayanağa kavuşturulmamıştır. Yasada nama yazılı hisse senetlerinde yönetim kurulu kararı alınmasıyla ilgili bilgi olmayıp bu zorunluluk ancak hamiline yazılı hisse senetleri için öngörülmüştür[4]. Fakat Yönetim Kurulu Kararı olmadan nama yazılı hisse senedi bastırılması uygun değildir çünkü hisse senedi üzerinde Şirket sermaye tarihi ve hisse senedi tertibi dışında herhangi bir tarih bulunmadığından hisse senedinin basım tarihi alınacak yönetim kurulu karar tarihi olarak kabul edilecektir[5].

Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı hisse senetleri herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. Hukuki işlemle nama yazılı hisse senetlerinin devredilebilmesi için taraflar arasında şekil şartına tabi olmayan hisse devir sözleşmesi yapılır ve hisse senetleri ciro edilerek zilyetliği devralana geçirilir[6].

Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı hisse senetleri ise miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra dışında ancak şirketin onayı ile devredilebilir[7].

Bedeli tamamen ödenmiş nama yazılı paylar için ise esas sözleşme kontrol edilmelidir. Esas sözleşme, nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceğini öngörebilir. Bu hal “bağlam kuralı” dediğimiz henüz hisse devredilmeden önce şirketten alınması gereken onayı ifade etmektedir.

Onun dışında esas sözleşmede herhangi bir bağlam kuralı öngörülmese de devrin şirket için hüküm ifade edebilmesi için hisse devrinin taraflarından biri veya her ikisi şirkete başvurarak hisse devrinin onaylanması ve pay sahipliği durumunun güncellenerek ortaklık pay defterine kaydedilmesini talep etmesi ve yönetim kurulunun bu devri onaylaması gerekecektir. Yasal olarak bu onay verilmediği sürece payların mülkiyeti ve paylara bağlı tüm haklar devredende kalır ve şirkete karşı hiçbir anlam ifade etmez[8].

Yasada borsaya kote edilmemiş nama yazılı paylar için ret sebepleri açık bir şekilde sıralanmış ve esas sözleşme ile devredilebilirlik şartlarının ağırlaştırılamayacağı hüküm altına alınmıştır[9].Şirket yani şirket yönetim kurulu onaylamaya ilişkin kendisine yapılan başvuruyu başvuru tarihinden itibaren en geç üç ay içinde reddetmemişse veya ret haksızsa onay verilmiş sayılır[10].

Hisse devri ile Şirket tek pay sahipli hale gelmiyorsa veya tek pay sahibi iken çoklu paya geçmemişse hisse devrinin ticaret sicil müdürlüğüne tescil ve ilan edilmesi zorunlu değildir.

Hisse Devrinin Vergisel Boyutu

Genel olarak vergi düzenlemelerine bakıldığında çeşitli istisna ve indirimden yararlanabilme koşulunun bastırılmış hisse senedinin elde tutulma tarihlerinin esas alındığı söylenebilir.

♦ Gelir Vergisi: Gelir Vergisi Kanunu’nun Değer Artışı Kazançları başlıklı Mükerrer 80. maddenin 1. fıkrasına göre “Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar.” değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olmaktadır. Bu hükümlere göre, pay senedi bastırılmamış hisseler değer artış kazancına tabi olarak gelir vergisine tabi olmaktadırlar.

Gelir Vergisi Kanunu’nun Değer Artışı Kazançları başlıklı Mükerrer 80. maddenin 1. fıkrasına göre, “İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değer artış kazancıdır.”  Bu hükme göre gerçek kişilere ait hisse senetleri (veya ilmühaberler) edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde elden çıkartılırsa, elde edilen kazanç, stopaja tabi değildir. Ancak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile bildirilip, gelir vergisi ödenmesi gerekmektedir.  Bu süreler geçtikten sonra yapılacak satış gelir vergisine tabi değildir.

♦ Kurumlar Vergisi: Kurumlar Vergisi Kanunu’nun istisnalar başlıklı 5 maddesinin 1. fıkrasının (e) bendine göre; Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmı vergiden istisnadır.

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

♦ Katma Değer Vergisi: Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Sosyal ve Askerî Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar başlıklı 17. maddesinin 4. fıkrasının (r) bendine göre, Kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisselerinin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler Katma Değer Vergisinden istisnadır. Gerçek kişiler için de aynı Diğer İstisnalar başlıklı 17. Maddesinin 4. Fıkrasının (g) bendi en az iki tam yıl süreyle elde bulundurulan anonim şirket hisselerinin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimleri Katma Değer Vergisinden istisna tutmuştur.

♦ Damga Vergisi: Genel kural gereği anonim şirketlerin hisse devrine yönelik olarak yaptıkları sözleşmeler damga vergisinin konusuna girmektedir. Ancak kurumların aktifinde iki yıldan fazla kalmış iştirak hisselerinin devredilmesine bir istisna getirilmiştir. Söz konusu istisnaya ilişkin Kurumlar Vergisi Kanunu ile Damga Vergisi Kanunu birbirine paralel düzenlemeler içermektedir. Buna göre, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ve gerçek kişilerin en az iki tam yıl süreyle satışından doğan ve sermayeye eklenmesine karar verilen kazançlarının vergiden istisna olduğuna hükmedilmektedir. Damga Vergisi Kanunu’nun ilgili maddeye paralel düzenlemesi ise, (2) sayılı tabloda damga vergisinden istisna edilen kâğıtlar bölümü altında yer alan “IV- Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlığının 35. fıkrasıdır. Buna göre, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinin birinci fıkrasının 12 numaralı bendi kapsamındaki işlemler nedeniyle düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden istisna tutulmuştur. Aynı istisna gerçek kişiler için de geçerlidir.


KAYNAKLAR

[1] Türk Ticaret Kanunu Madde 486/f.3

[2] Yavuz Akbulak: TTK Işığında Anonim Şirketlerde Pay Senetleri, Ankara Barosu Dergisi, 2016/1, s.512

[3] Türk Ticaret Kanunu Madde 486/f.2

[4] Türk Ticaret Kanunu Madde 486

[5] Türk Ticaret Kanunu Madde 487: “Pay senetlerinin; şirketin unvanını, sermaye tutarını, kuruluş tarihini, bu tarihteki sermaye tutarını, çıkarılan pay senedinin tertibini, bunun tescili tarihini, senedin türünü ve itibarî değerini, kaç payı içerdiğini belirtmesi ve şirket adına imza etmeye yetkili olanlardan en az ikisi tarafından imza edilmiş olması şarttır. Kapalı şirketlerde baskı şeklinde imzanın delikli olması veya sahtekârlığı engelleyici diğer güvenlik önlemlerinin uygulanması gerekir.

Nama yazılı pay senetlerinin ayrıca; sahiplerinin adı ve soyadını veya ticaret unvanını, yerleşim yerini, pay senedi bedelinin ödenmiş olan miktarını da açıklaması gerekir. Bu senetler şirketin pay defterine kaydolunur.”

[6] Türk Ticaret Kanunu Madde 490

[7] Türk Ticaret Kanunu Madde 491

[8] Türk Ticaret Kanunu Madde 494

[9] Türk Ticaret Kanunu Madde 493

[10] Türk Ticaret Kanunu Madde 494