Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Hukuk Genel Kurulu Kararı Işığında Tüzel Kişilik Perdesinin Çapraz Aralanması

Hukuk Genel Kurulu Kararı Işığında Tüzel Kişilik Perdesinin Çapraz Aralanması

Son dönemlerde yargı kararlarında kendine daha çok yer bulmaya başlayan ve öğretide uzun süredir tartışılan “tüzel kişilik perdesinin aralanması” teorisinin uygulama alanlarından biri olan “çapraz aralamaya” ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 01.07.2020 tarihli kararı[1] ile önemli değerlendirmelerde bulunmuştur.

OLAY ÖZETİ:

♦ Asıl Davada Talep:  

01.12.2011 tarihli asıl davada davacı banka, davalı Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ ile imzalanan ticari kredi sözleşmesi imzalandığını; ayrıca davalının, davacı ile dava dışı Derby Lastik Fabrikası AŞ arasında imzalanan ticari kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu; hem davalı ile imzalanan hem de davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu ticari kredi sözleşmeleri gereği borçların ödenmemesi nedeniyle davalıya ihtarname gönderildiğini; bu ihtarname tarihinden hemen sonra 25.01.2000 tarihinde diğer davalı Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ’nin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kurulduğunu; davalılar arasında organik bağ bulunduğunu ve tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması suretiyle davalıların davacının alacağından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek davacının bir kısım alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

♦ Birleşen Davada Talep:

10.04.2012 tarihli birleşen davada, davacı Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ’nin Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ adına yatırdığı tutarların talimatlara ve ihtarnamelere rağmen ödenmediği, bunun üzerine davacının icra takibi başlattığı, takibe haksız yere itiraz edilmesi nedeniyle itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

♦ İlk Derece Mahkemesi Kararı:

İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin E. 2014/756 – 2016/651 K., T. 06.10.2016 kararında Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ ile Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ arasında tüzel kişilik perdesinin aralanması şartlarının oluşmadığı, tüzel kişilik yapısının korunmasının esas olduğu ve istisnai hallerde tüzel kişilik perdesinin aralanmasının mümkün olabileceği gerekçesiyle asıl davanın reddine; birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

♦ İstinaf Mahkemesi Kararı:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin E. 2017/46 – 67 K., 01.03.2017 T. kararında Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ  ile Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ arasında organik bağ bulunduğunun sabit olduğu; bu durumun İstanbul 1. ATM 2004/633 E. ile İstanbul 11. İHM 2012/374 – 375 – 376 – 377 E. dosyalarında da tespit edildiği gözetilerek Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic.  ile Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ arasında organik bağ bulunduğu yönünde kuvvetli delil niteliğinde olduğu bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davada Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı diğer davalı Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ yönünden kabulüne; birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

♦ Yargıtay Özel Daire Kararı:

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin E. 2017/2384 – 2019/2653 K., 04.04.2019 T. kararında adres ayniyetinin organik bağın varlığı için yeterli olmayacağı, şirketlerin unvan benzerliği ve ortaklık yapısının doğrudan doğruya tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin uygulanmasını sağlamayacağı, kaldı ki şirketlerin ortaklık yapısı ve yönetim kurulu yapısının kuruluş aşamasında farklı olduğu, şirketlerin yönetim kurulu yapısının 2006 yılında TMSF ile davalılar arasında yapılan protokol çerçevesinde oluştuğu, davalılar Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ  ile Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ’nin tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınarak mal kaçırma ya da alacağın tahsilini imkansız hale getirme yönünde asıl borçlu Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ’yi gizleyen bir örtü bulunmadığı, kötü niyetle ve mal kaçırma gayesi ile mevcudu eksiltmeye yönelik yasal şartların varlığı halinde tasarrufun iptali, muvazaa nedeniyle işlemin iptali gibi hukuki süreçlerin işletilmesinin de mümkün olduğu gözetilerek tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesinin sınırlı sorumluluk ilkesinden kötü niyetle yararlanmak isteyen şirket ortaklarına yönelmeyi sağlayan bir teori olduğu ve uyuşmazlıkta şartlarının oluşmadığı açıklanarak istinaf mahkemesi kararı oy çokluğu ile bozulmuştur.

İstinaf Mahkemesi, tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması gerektiği gerekçesiyle Yargıtay’ın bu bozma kararına direnmiştir. Direnme sonucunda uyuşmazlık Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelmiştir.

♦ Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2019/808 – 2020/504 K., 01.07.2020 T. kararında öncelikle tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini geniş çerçevede ortaya koymuş, tüzel kişilik perdesinin aralanmasının gerçekleşebileceği (1) perdenin düz aralanması (2) perdenin ters çevrilerek aralanması ve (3) perdenin çapraz aralanması olmak üzere üç değişik durumda gerçekleşebileceğini vurgulamış, uyuşmazlık açısından uygulanması tartışılan tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması ile organik bağ kavramını karşılaştırarak aralarında bazı farklılıklar bulunmakla birlikte bu kavramların birbirinin alternatifi olmadığını bu nedenle hem organik bağ hem de tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması yollarının işletilmesinin mümkün olduğunu açıklayarak davalılar Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ  ile Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ arasındaki ilişki tek tek incelenmiş ve sonradan kurulan Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ ile asıl borçlu Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ arasında organik bağın ötesinde gerek yönetimsel, gerekse mal varlığı açısından iktisadi bütünlük olduğu, birbirinin devamı mahiyetinde bulunduğu; sonradan kurulan Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ’nin asıl borçlu Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ’nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla kötü niyetle kurulduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle sonradan kurulan Tekmar Mermer ve Maden İşletmeleri Üretim İhracat ve Tic. AŞ’nin asıl borçlu Tekmar Mermer Madencilik San. Dış Tic. AŞ’nin asıl davadaki davacıya olan borçlarından sorumlu olduğu belirtilerek ve istinaf mahkemesi direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Tüzel Kişilik Perdesinin Çapraz Aralanmasına İlişkin Hukuk Genel Kurulu Tarafından Belirlenen İlkeler

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, her ne kadar açıkça “ilke” başlığı altında belirlemese de tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisine ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulunarak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması teorisini uyuşmazlığa uygulayışından bu teoriye ilişkin aşağıdaki sonuçlara ulaştığı söylenebilecektir:

♦ Geniş Çerçevede Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması:

• Tüzel kişiliğin mal varlığının bağımsızlığı veya tüzel kişiliğin mal ayrılığı ilkesi esastır. Bu ilke kural olarak tüzel kişilik çatısı altında bir araya gelen, başka bir deyişle tüzel kişiliği oluşturan gerçek veya tüzel kişiler, oluşturdukları tüzel kişiliğin borçlarından sorumlu olmamaları anlamına gelir.

• Bu ilkenin özellikle borç ve sorumluluktan kurtulabilmek amacıyla tüzel kişiliğin bir araç olarak kullanılması yani hukuk kurallarının dolanılmak suretiyle kanuna karşı hile yapılarak tüzel kişiliğin mal ayrılığı ilkesine sığınılarak dürüstlük kuralı ile TMK m.2/2 uyarınca hakkın kötüye kullanılması ve sonucunda tüzel kişiliği oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin taraf oldukları sözleşmeleri ihlal etmeleri ya da üçüncü kişilere zarar vermeleri hukuk düzenince korunmaz. Bu istisnai halde “tüzel kişilik perdesinin aralanacağı” kabul edilebilir.

• Kanunlarda kamu yararı gibi özel menfaatlerin korunması amacı güdülerek bu teorinin uygulanmasına ilişkin düzenlemelerde tüzel kişilik perdesinin aralanmasına ilişkin tartışmaya gerek yoktur.

• Muvazaa veya kanuna karşı hile gibi durumlarda tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi uygulanmadan da tüzel kişiliği oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin sorumlu tutulması mümkündür.

• Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi istisna olduğundan mümkün olduğunca dar yorumlanır. Bu dar yorumun anlamı; tüzel kişilik kavramının arkasına saklanılarak dürüstlük kuralına aykırı davranılması, kendisine tanınan hakkın kötüye kullanılarak üçüncü kişilerin zarara uğratılması, zarara yol açan tüzel kişinin sorumluluğuna hükmedebilmek için başka bir yasal nedene dayanılmasının mümkün olmaması durumlarında uygulanacak olmasıdır.

• Tüzel kişilik perdesi genel olarak üç farklı durumda mümkün olabilir: (1) perdenin düz aralanması (2) perdenin ters çevrilerek aralanması ve (3) perdenin çapraz aralanması.

♦ Geniş Çerçevede Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanmasının Mümkün Olup Olmadığının Değerlendirilmesi

TMK 2. Maddesi kapsamında dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gözetilerek:

• Tüzel kişiliğin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla kullanılıp kullanılmadığı,
• Tüzel kişiliği düzenleyen normların dışına çıkılıp çıkılmadığı,
• Tüzel kişi ile ortakların alanlarını organizasyonunun birbirine karışıp karışmadığı
• Tüzel kişi ile ortakların malvarlığının birbirine karışıp karışmadığı
• Tüzel kişinin ortağının kendi fiil ve işlemleriyle üçüncü kişilere sanki tüzel kişilik ile kendisi arasında bir ayrım yokmuş gibi işlemler yapıp yapmadığı
• Tüzel kişinin ortağının kendi malvarlığı ile tüzel kişi malvarlığının birmiş gibi davranıp davranmadığı,
• Özellikle tüzel kişiliğin bilinçli (kötü niyetli) olarak zarara uğratılarak tüzel kişinin yetersiz sermaye ile faaliyete devam edip etmediği

Hususları her uyuşmazlık içinde değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.

♦ Tüzel Kişilik Perdesinin Çapraz Aralanması

Borçlu şirketin yanında aynı ana şirkete bağlı bir kardeş şirketin veya grup şirket veya holding sistemi içinde yer alan kardeş şirketin sorumluluğuna gidilmesi tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması anlamına gelir.

Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasının mümkün olup olmadığı değerlendirilirken geniş çerçevede tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkelerinin yanında;

• Tek bir iktisadi işletmenin yürütüldüğü farklı faaliyetler için bağımsız tüzel kişiler kurulduğu tespit edilmeli,
• Ana şirket ile kardeş şirket ve ortaklar arasındaki karmaşık ilişkiler net bir şekilde ortaya koyulmalı,
• Şirketlerin ekonomik alanda bağımsız şirket vasfında olup olmadığı araştırılmalı,
• Hukuken iki farklı tüzel kişilik gibi görünen bu şirketlerin aslında özdeş olduğu yani aslında tek ve aynı iktisadi işletmeye vücut verdikleri tespit edilmeli,
• İki farklı tüzel kişilik olarak kurulmuş olsalar da bunların üretim, pazarlama ve ihracat faaliyetlerinin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmaları,
• Alacaklılardan mal kaçırmak ya da sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak iki farklı tüzel kişilik gibi kurulmuş olmaları gerekir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararından çıkan çok önemli diğer bir yorum da şirketler arasındaki organik bağın tek başına tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına yeterli olmayacağıdır.

Şirketler arasında organik bağ bulunması ile tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması birbirinin alternatifi iki kavram olmayıp aynı olayda hem organik bağ hem de tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması yollarının işletilerek sonuca ulaşılması mümkündür.

ORGANİK BAĞ TÜZEL KİŞİLİK PERDESİNİN ÇAPRAZ ARALANMASI
Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahiptir.
Kaynağı TMK 2. Maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağıdır. Kaynağı TMK 2. Maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağıdır.
Şirketler arasındaki organik bağın tespitinde şirketlerin:
·     Adreslerinin aynı olması
·     Ortaklık yapısının benzer olması
·     Yönetim kurullarının benzer olması
·     Temsilcilerinin aynı olması
·     Faaliyet alanlarının benzer olması
·     Şirketlerin aynı holdinge bağlı olması
·     Bir borç takibinden kurtulmak için hisselerin devredilmesi, muvazaalı işlemler yapılması hatta belirli işlemlerin aynı şekilde ve aynı usulde yapılması
Hususları her uyuşmazlık içinde değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.
Her iki şirketin
·      Faaliyet alanı
·      Ortaklık yapısı
·      Yönetim ve temsili
Konularında öyle büyük ve derin kesişme vardır ki bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır. Bu algı neticesinde ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak şirketlerinden birinin borca batırılması ya da içinin boşaltılıp iş alanının diğerine kaydırılması işlemleri tipik bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmelidir.
Şirketler arasındaki organik bağın tespiti tek başına tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına yeterli değildir. Alacağın perdenin arkasındakinden istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının somut verilerle ispatlanması gerekir.
Organik bağın varlığı halinde bir şirketin borçlarından dolayı bir başka şirketin mal varlığına el atılabilir. Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması halinde ise borçlu şirketin yanı sora kardeş şirketin hatta talep halinde kardeş şirketin ortaklarının mal varlığına el atılabilir.

SONUÇ:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı ile birlikte özellikle tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasının hangi hallerde mümkün olacağı ve yargılama sırasında her bir ilkenin uyuşmazlık açısından değerlendirme şekli açıklığa kavuşturularak uzun süredir öğretide tartışılan organik bağ kavramı ile tüzel kişilik perdesinin aralanması kavramlarının aynı ve farklı yönleri ortaya koyulmuş olmaktadır.


[1] YHGK, E. 2019/808 – 2020/504 K., T. 01.07.2020