Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Türk Deniz Hukukunda Gemilerin İhtiyati Haczi

Türk Deniz Hukukunda Gemilerin İhtiyati Haczi

Deniz Hukuku’nun ayrıntıları ile düzenlendiği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) Deniz Hukuku’nda cebri icraya ilişkin genel hüküm niteliğinde düzenlemeler içermektedir. TTK’da gemilere ilişkin tek geçici hukuki koruma tedbiri ise ihtiyati haciz olarak düzenlenmiştir[1].

Bununla birlikte, Türk hukuku için 25 Mart 2017’de yürürlüğe giren 6 Mayıs 1993 tarihli Gemiler Üzerindeki İmtiyazlar ve İpotekler Hakkınsa Milletlerarası Sözleşme ile 12 Mart 1999 tarihli Gemilerin İhtiyati Haczine İlişkin Milletlerarası Sözleşme[2] (1999 Cenevre Konvansiyonu) Anayasa’nın 90. Maddesi gereği yasa hükmü haline geldiğinden gemilerin ihtiyati haczi konusunda öncelikle işbu milletlerarası sözleşmeler göz önünde bulundurulacaktır[3].

1999 Cenevre Konvansiyonu’nun uygulama alanı herhangi bir savaş gemisi, yardımcı savaş gemisi veya mülkiyeti Devlete ait olan veya Devlet tarafından işletilen ve o sırada yalnızca ticari olmayan amaçlarla devlet hizmetinde kullanılan gemiler dışında kalan gemiler[4] olduğundan ticari amaçlara tahsis edilen devlet gemileri dahil olmak üzere taraf devletlerden birinin yargı yetkisine tabi olan her gemi 1999 Cenevre Konvansiyonu’nu kapsamında kalacaktır.

GENEL BİLGİLENDİRME

Türk hukukunda ihtiyati haciz, para ve teminat alacaklarına ilişkin takibin sonucunu güvence altına almak için başvurulan geçici hukuki koruma tedbiridir. Takibin sonucunu güvence altına almak amacıyla borçlunun elinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarına ve alacaklarına el konulması ihtiyati haczin konusunu oluşturur[5].

Deniz Hukuku anlamında ise ihtiyati haciz; bir deniz alacağının teminat altına alınması için, mahkeme kararı ile geminin alıkonulması veya seferden menedilmesi ile borçlunun tasarruf alanından çıkarılmasıdır[6]. Bu bağlamda geminin ihtiyati haczine yalnızca yasada deniz alacağı olduğu sınırlı sayıda belirtilen alacaklar[7] için başvurulabilir. Yalnızca söz konusu alacakları elde etmek için geminin yalnızca ihtiyati haczine başvurulabilir. Başka bir yolla geminin seferden men edilmesi söz konusu olamaz[8].

Deniz alacakları TTK’da her ne kadar 1999 Cenevre Konvansiyonu’nda düzenlenen deniz alacakları ile paralel düzenlenmişse de TTK’da “gemi için alınmış krediler dâhil olmak üzere, geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar” şeklinde düzenlenen gemi alacağı 1999 Cenevre Konvansiyonu’nda”geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar” şeklinde düzenlenmiştir.

♦ İhtiyati Haczin Şartları: Yukarıda da açıklandığı üzere gemi üzerinde ihtiyati haciz yalnızca bir deniz alacağının teminat altına alınabilmesi için uygulanabileceğinden bir gemi üzerinde ihtiyati haciz kurulabilmesi için öncelikle bir deniz alacağının mevcut olması ve kural olarak alacağın muaccel olması gerekir.

İhtiyati haciz, geçici bir hukuki koruma tedbiri olduğundan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının alacağının deniz alacağı olduğunu ve parasal değeri hakkında kanaat getirecek yaklaşık ispat sınırında[9] delil göstermesi yeterli olacaktır. Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ise gemilerin ihtiyati haczi için aranan bir şart değildir[10].

Deniz alacağı özel takip yoluna tabi bir kıymetli evraka bağlanmışsa da alacağı bir kambiyo senedine tabi alacaklı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu yerine genel haciz yolu ile takip yapabileceğinden[11], geminin ihtiyati haczini talep etmesinde bir engel yoktur[12].

İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli diğer bir koşul ise üzerinde ihtiyati haciz kararı kurulabilecek Türk karasularında bulunan bir ticari geminin[13] mevcut olmasıdır. Geminin Türk bayrağı taşıyıp taşımaması önemli olmadığı gibi, sicile kayıtlı olup olmaması da önemli değildir[14].

Fakat transit geçiş yapan bir gemi hakkında ihtiyati haciz kararının verilebilmesi yalnızca istisnai hallerde mümkündür. Bu kapsamda transit geçiş yapan bir gemi hakkında ihtiyati tedbir kararı ancak geminin geçişi sebebiyle ve yolculuk sırasında veya yolculuk nedeniyle ortaya çıkan kılavuz, romorkaj, tamir ücretleri gibi deniz alacakları için verilebilir[15] ve ihtiyati haciz kararı ancak gemi Türk karasularını terk edinceye kadar uygulanabilir[16]. Yargı kararlarına yansıyan haliyle ek olarak geminin seferine ara verdiğinin ve Türk Limanlarıyla bir ilgisinin de ispatlanması gerekecektir[17].

Geçici hukuki koruma tedbiri olması temeline dayalı olarak gemi hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için talep edenin, haksız çıkması durumunda alacaklının, borçlunun ve üçüncü kişilerin ihtiyati haciz kararı yüzünden uğrayacakları zararları karşılamak için 10.000 Özel Çekme Hakkı tutarında[18] teminat göstermesi gerekecektir[19].

Yasada, deniz alacağı doğduğunda geminin kiracısı olan kişinin ihtiyati haczin uygulandığı sırada da talep konusu deniz alacağı borcundan sorumlu olup geminin maliki olması gerektiği[20] belirtilmiş iken 1999 Cenevre Konvansiyonu uyarınca borçtan sorumlu olan kişinin ihtiyati haciz sırasında kiracı olması dahi ihtiyati haciz için yeterlidir[21].

Fakat hem Yasanın hem de Konvansiyon ’un ihtiyati haciz hakkının kullanılması için genel ihtiyati haciz kurallarından farklı olarak hukuki korumanın konusunu oluşturan geminin ihtiyati haczin talep edildiği sırada borçlunun mülkiyetinde ve zilyetliğinde olması ve korumanın konusu ile talepte bulunan borçlu arasında maddi hukuk yönünden bir bağ kurulmasını aradığı söylenecektir.

♦ İhtiyati Haczi Tamamlayan Merasim: Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren üç iş günü içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki veya geminin bulunduğu yerdeki icra dairesinden kararın infazını istemelidir; aksi hâlde, ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkacaktır[22].

♦ Yetkili Mahkeme: Türk Bayraklı gemiler hakkında ihtiyati haciz kararı sadece, geminin demir attığı, şamandıraya veya tonoza bağlandığı, yanaştığı veya kızağa alındığı yer mahkemesi veya Bir Türk Gemi Siciline kayıtlı ise, sicil yeri mahkemesi veya sicile kayıtlı olmayan gemilerde malikin yerleşim yeri mahkemesi veya özel sicile kayıtlı gemilerde kiracının yerleşim yeri mahkemesi tarafından verilebilir[23].

Yabancı bayraklı gemiler hakkında ise ihtiyati haciz kararı, sadece, geminin demir attığı, şamandıraya veya tonoza bağlandığı, yanaştığı ya da kızağa alındığı yer mahkemesi tarafından verilebilir[24].

Yasada ihtiyati haczin geçici hukuki koruma tedbiri olmasından hareketle taraflar arasında yetkiye, tahkime ve/veya esasa uygulanacak hukuka ilişkin bir anlaşma olsa dahi bir deniz alacağı için teminat elde edilmesini sağlamak üzere ihtiyati haciz kararı vermeye yasada öngörülen mahkemelerin yetkili olduğu açıkça hüküm altına alınmıştır[25].

Yetkiye ilişkin belirlemenin tek istisnası deniz alacağı için açılmış davayı gören bir mahkemenin olmasıdır. Bir deniz alacağı hakkında, yurt içinde mahkemede dava açıldıktan sonra, ihtiyati haciz kararı, sadece davayı gören mahkemeden istenebilecekken hakem önünde veya yurt dışındaki bir mahkemede dava açılmışsa, kesin hüküm verilinceye kadar ihtiyati haciz kararı yukarıda sayılan mahkemelerden istenebilecektir[26].

♦ İhtiyati Hacze Uygulanacak Hukuk: Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere cebri icraya ilişkin tüm işlemler cebri icranın yapıldığı ülkenin hukukuna (lex fori) tabi olacağından bir geminin ihtiyati haczi, haczin uygulanması, cebri icra yoluyla satışı ve bu satışın sonuçları ile cebri icraya ilişkin bütün işlem ve tasarruflar geminin bu işlem ve tasarrufların yapıldığı sırada bulunduğu ülke hukukuna tabi olacağından Türk karasuları açısından Türk hukukunun uygulanacağı açıktır[27].


KAYNAKLAR

[1] TTK Madde 1352

[2] 6904 Sayılı Kanun Resmi Gazete 25.03.2017/30018

[3] TTK düzenlemelerine 1999 Cenevre Konvansiyonu esas alınmıştır.

[4] 1999 Cenevre Konvansiyonu Madde 8

[5] 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK) Madde 257

[6] 1999 Cenevre Konvansiyonu Madde 2

[7] 1999 Cenevre Konvansiyonu Madde 2; TTK Madde 1352: ““Deniz alacağı”; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir:
a) Geminin işletilmesinin sebep olduğu zıya veya hasar.
b) Geminin işletilmesi ile doğrudan doğruya ilgili olarak karada veya suda meydana gelen can kaybı veya diğer bedensel zararlar.
c) Kurtarma faaliyeti veya her türlü kurtarma sözleşmesi, çevre zararı tehdidi oluşturan bir gemi veya gemideki eşya ile ilgili kurtarma faaliyeti için ödenecek özel tazminat.
d) Çevreye, kıyı şeridine veya bunlara ilişkin menfaatlere gemi ile verilen zarar ya da zarar verme tehdidi; bu zararı önlemek, sınırlandırmak veya ortadan kaldırmak için alınan önlemler; bu zarar karşılığı ödenecek tazminat; çevrenin eski duruma getirilmesi için fiilen alınan veya alınacak olan makul önlemlerin giderleri; bu zarar ile bağlantılı olarak üçüncü kişilerin uğradığı veya uğrayabileceği kayıplar ve bu bentte belirtilenlere benzer nitelikteki zararlar, giderler veya kayıplar.
e) Geminin içinde bulunan veya bulunmuş olan şeyler de dâhil olmak üzere, batmış, enkaz hâline gelmiş, karaya oturmuş veya terkedilmiş olan bir geminin yüzdürülmesi, kaldırılması, çıkartılması, yok edilmesi veya zararsız hâle getirilmesi için yapılan giderler ve harcamalar ile terk edilmiş bir geminin korunması ve gemi adamlarının iaşesi ile ilgili giderler ve harcamalar.
f) Bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, geminin kullanılması veya kiralanması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme.
g) Bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, gemide eşya veya yolcu taşınması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme.
h) Gemide taşınan, bagaj dâhil, eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin zıya veya hasar.
i) Müşterek avarya.
j) Römorkaj.
k) Kılavuzluk.
l) Geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dâhil teçhizat ve bu amaçlarla verilen hizmetler.
m) Geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması.
n) Liman, kanal, dok, iskele ve rıhtım, diğer su yolları ile karantina için ödenecek resimlerle diğer paralar.
o) Ülkelerine getirilme giderlerini ve onlar adına ödenmesi gereken sosyal sigorta katılma paylarını da içererek, gemi adamlarına, gemide çalışmaları dolayısıyla ödenecek ücretlerle, onlara ödenmesi gereken diğer tutarlara ilişkin istemler.
p) Gemi için alınmış krediler dâhil olmak üzere, geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar.
r) Geminin maliki tarafından veya onun hesabına ödenecek, karşılıklı sigorta aidatları da dâhil sigorta primleri.
s) Geminin maliki tarafından veya onun hesabına gemiye ilişkin olarak ödenecek her türlü komisyon, brokaj veya acente ücretleri.
t) Geminin mülkiyeti veya zilyetliğine ilişkin her türlü uyuşmazlık.
u) Geminin ortak malikleri arasında çıkan, geminin işletilmesine ya da gemiden sağlanan hasılata ilişkin her türlü uyuşmazlık.
v) Gemi rehni, gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikteki ayni bir yükümlülük.
y) Geminin satışına ilişkin bir sözleşmeden kaynaklanan her türlü uyuşmazlık.

[8] Mehmet Ali Aksoy: Gemilerin İhtiyati Haczi, TBB Dergisi 2016 (123), s.261

[9] İİK Madde 258

[10] İİK Madde 257

[11] İİK Madde 167

[12] Bilimsel alanda kambiyo ilişkisine dayanan alacaklının geminin ihtiyati haczini veya seferden men edilmesini talep etme olanağı ise temel ilişkinin kambiyo ilişkisi ile bağlantısının ispat edilebildiği ölçüde mümkün olduğu ifade edilmektedir (Bkz. Mehmet Ali Aksoy: Gemilerin İhtiyati Haczi, TBB Dergisi 2016 (123), s.276)

[13] TTK Madde 931: “Suda ekonomik menfaat sağlama amacına tahsis edilen veya fiilen böyle bir amaç için kullanılan her gemi, kimin tarafından ve kimin adına veya hesabına kullanılırsa kullanılsın “ticaret gemisi” sayılır.”

[14] 1999 Cenevre Konvansiyonu Madde 8

[15] Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Madde 28

[16] TTK Madde 1367

[17] Y. 11.HD E. 2012/18434 – 2013/644 K., T. 14.01.2013

[18] 1999 Cenevre Konvansiyonu Madde 6; TTK Madde 1363

[19] İİK Madde 434

[20] TTK Madde 1369

[21] 1999 Cenevre Konvansiyonu Madde 3

[22] TTK Madde 1364

[23] TTK Madde 1354

[24] TTK Madde 1354

[25] TTK Madde 1356

[26] TTK Madde 1357

[27] TTK Madde 1366; Madde 1368; Madde 1370; Madde 1371; Madde 1375; Madde 1376 vd.