Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

tazminat Tag

Danıştay Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartlarının Bir Kısım Maddeleri İçin Yürütmenin Durdurulması Kararı Verdi

01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları"nın 20.03.2020 Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” tebliği ile değiştirilen maddelerinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay 8. Dairesi E. 2020/5413 ve 26.01.2021 tarihli kararı ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartlarının aşağıdaki maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. A. “EK1 Değer Kaybı Hesaplaması” başlıklı ekinin 3. maddesi “Araçta meydana gelen maddi hasarın, aracın rayiç bedelinin %2’sinin altında kalması halinde değer kaybı tazminatı araçta meydana gelen maddi hasar tutarını aşamaz.” B. “EK2 Destekten Yoksun Kalma...

Continue reading

Uluslararası Satış Sözleşmelerinde Ürün Sorumluluğu

Sorumluluk hukukunun hem sözleşme sorumluluğunu hem de sözleşme dışı sorumluluk hallerini kapsar. En basit haliyle, sözleşme sorumluluğu sözleşmeden doğan borcun sözleşmeye uygun olarak ifa edilmesini gerektirirken; sözleşme dışı sorumluluk ise zararın doğmasına bağlı olarak zarar verenin sorumlu tutulduğu bir sorumluluk halidir[1]. Ürün sorumluluğu da öncelikle ürünün sözleşmeye uygun olarak -teknik özellikleri dahil sözleşmeye uygun teslimi- ile bilhassa ürün olmasından kaynaklanan üreticisine yüklediği ayıptan sorumluluk kapsamına sözleşme dışı sorumluluğun kapsamına girmektedir. Fakat taraflar arasında sözleşme olup olmadığına bakılmaksızın ürün sorumluluğunun bilimsel alanda başlı başına sözleşme dışı sorumluluk kapsamında değerlendirildiğini de belirtmek gerekir[2]. Türk Borçlar Kanunu (TBK) haksız fiil hükümlerine yansıyan haliyle kusurlu...

Continue reading

Tescilli Marka Hakkına Tecavüz

Günümüz dünyasında üretici ile tüketici arasında çok zaman fiziki bir bağ bulunmamakta, hatta genelde ürünün üreticisinin kimliği dahi bilinmemektedir. Ürün üzerindeki marka, tek başına, ürünün kaynağı ve kalitesi konusunda tüketici için yeterli bir referans oluşturmakta ve tüketiciler salt markaya dayalı olarak ürüne itibar etmektedir[1]. Ekonomik hayatın vazgeçilmez unsuru olan marka, her hukuk sistemine göre farklı tanımlanmakla birlikte en temel anlamıyla, bir ürünü veya hizmeti benzeri ürün veya hizmetlerden ayırt etmeye yarayan her tür işaret olarak tanımlanabilir[2]. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca ise marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan ve marka sahibine sağlanan...

Continue reading

Tescilli Tasarım Hakkının İhlali

Serbest rekabet, teknoloji kullanmadaki artış ve standardizasyona bağlı olarak piyasadaki üretici sayısı çoğalmış ve ürünler arasındaki kalite farkı ortadan kalkmaya başlamış bu da üretici sayısının çoğalmasıyla birlikte, ürünlerin görünümünün tüketici tercihlerini belirlemedeki etkisini arttırmıştır[1] Avrupa ülkelerinde tasarım hukuku alanında özel düzenlemeler 18. yüzyılın sonunda yapılmasına karşılık, Türk yasal mevzuatında bu düzenlemeler yakın tarihte hazırlanmıştır. Bununla birlikte Tasarım hukuku konusunda ülkemizin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden salt tasarımları düzenleyen anlaşmalar, tasarım tesciline konu ürünlerin uluslararası sınıflandırmasına ilişkin 1968 tarihli Locarno Anlaşması ile tasarımların uluslararası tesciline ilişkin 1925 tarihli Lahey Anlaşmasıdır. Ayrıca, Paris Sözleşmesi ile TRIPS anlaşmalarında da tasarımlara ilişkin hüküm bulunmaktadır. Hukukumuzda tasarım...

Continue reading