Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Şirketler Hukuku

Serbest Bölgede Faaliyet Gösteren Şirketlerin Damga Vergisi Yükümlülüğü

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu, (1) sayılı tablonun "Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında da, belli parayı ihtiva eden mukavelename, taahhütname ve temliknamelerin nispi damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3 üncü maddesinin 5810 sayılı Kanunun 7. maddesi ile değişik ikinci fıkrasının (c) bendinde, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar bu bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtların damga vergisi ve harçlardan müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. Buna göre, 3218...

Continue reading

Anonim Şirketlerde Yöneticilerin Mali Hakları

Yönetim Kurulu Üyeleri Açısından Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla (i)huzur hakkı, (ii)ücret, (iii)ikramiye, (iv)prim ve (v)yıllık kârdan pay ödenebilir[1]. Yönetim kurulu üyelerine sağlanabilecek bu mali haklar hakkında karar vermek genel kurulun devredilemez görev ve yetkilerindendir[2]. Bu haliyle yönetim kurulu başkanı ve/veya üyelerine olarak huzur hakkı veya ücret verilmesinin ya da prim veya yıllık kardan pay ödenmesinin kararlaştırılması için ayrı ayrı genel kurul kararı alınması şarttır. Genel Müdür Açısından Bilindiği üzere anonim şirketler yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil edilir[3]. Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç...

Continue reading

Çalışanlara Kar Payı Dağıtımı ve Opsiyon Sözleşmeleri

I. Çalışanlara Kar Payı Dağıtılması  1. Ticaret Hukuku Bakımından Kar Payı Dağıtımı Şirketler bünyelerinde çalıştırmış oldukları işçileri teşvik etmek, çalışmayı özendirmek, başarılarını ödüllendirmek ve sair amaçlarla kapanan yılın karından çalışanlarına kar payı verebilmektedirler. Çalışanlara kardan pay verilmesi kavram olarak; işçinin işletmenin bütününün veya bir bölümünün karına, iş dönemi boyunca katılma imkanına sahip olmasıdır[1]. Bir diğer değişle, şirketin hesap dönemi kapandıktan sonra, ilgili çalışanların performansına veya şirketçe önceden belirlenen başka ölçülere göre dönem sonunda oluşan kar üzerinden, esas ücret dışında, kar payı vermesi temettü ikramiyesi olarak tanımlanmaktadır. Çalışanlara kârdan pay verilmesi olumlu bir politika olarak görülmekle birlikte bu politikanın etkili olabilmesi için, ödenecek kâr...

Continue reading

Anonim Şirketlerde Hisse Devrinin Vergilendirilmesi

Hisse Senedi Bastırılması 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri nama yazılı hisse senetleri yönünden kontrol edildiğinde hamiline yazılı senetlerin aksine yasanın payları borsada işlem görmeyen şirketlerde nama yazılı payların senede bağlanması zorunluluğunu getirmediği ancak azlığın yani sermayenin en az onda birinin istemde bulunması üzerine hisse senetlerinin bastırılıp dağıtılacağı anlaşılmaktadır [1]. Böyle bir istem bulunmadığı sürece payın senede bağlanması zorunluluğu yoktur [2]. Hisse senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı hisse senetlerine ilişkin hüküm uygulanır [3]. Yasanın nama yazılı hisse senetlerinin nasıl bastırılacağına ilişkin ise yalnızca hisse senedinin şekli yönünden ayrıntılı düzenleme içerdiği anlaşılmış olup hisse senedi bastırılması için yönetim...

Continue reading

Kurumlar Vergisi Açısından Muafiyet, İstisna ve İndirimlere Kısa Bir Bakış

Sermaye şirketlerinin kazançları kurumlar vergisi adı altında gelir vergisinden farklı bir rejimde vergilendirilmektedir. Kurumlar vergisi kurum gelirlerini vergilendiren dolaysız bir vergi niteliğindedir ve bu vergiyi doğuran olay kurum kazancının elde edilmesidir [1]. Kurum Kazancının Tespiti 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na (“KVK”) göre vergilendirme yapılabilmesi için net kurum kazancı tespit edilmelidir. Verginin matrahı 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda (“GVK”) ticari kazanç ile ilgili hükümlere göre saptanacağından Kurumlar Vergisine tabi olan kazançların tamamı herhangi bir ayrım yapılmaksızın kurum kazancı olarak vergilendirilecektir. Net kurum kazancın elde edilmesi için katlanılan maliyet ve giderler ile KVK’na göre indirilebilecek diğer muafiyet, istisna ve indirimler belirlenecektir. Kurumlar Vergisi Açısından Mükellef Gelir Vergisinde...

Continue reading

Pay Sahibinin İş Sözleşmesi ile Ortak Olduğu Şirkette Çalışması

İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir. 4857 sayılı İş Kanunun 2. maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır ve yasal olarak bu işçi ve işveren sıfatlarının aynı kişide birleşemeyeceği kabul edilmektedir. Bu çalışmanın konusu, sermaye şirketlerinde özellikle anonim ve limited şirketlerde pay sahiplerinin bir iş sözleşmesi ile ortağı olduğu şirkette çalışması durumunda işçi ve işveren sıfatının birleşmesi hukuki müessesesinin incelenmesidir. 1. Bağımlılık İlişkisi İşçi...

Continue reading

Şirketin Ortaklarına Borçlanması ve Örtülü Sermaye Kavramı

Günümüzde, anonim şirketler finansman sıkıntısı çekerek öz kaynaklarının yetersizliği sebebi ile nakit akışlarını olumsuz etkileyen durumlarla karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu hallerde kısa veya uzun vadeli ortaya çıkan nakit ihtiyacı için şirket ortağının şahsi paralarından döviz veya TL cinsinden yıl içinde bir veya daha fazla borç para alabilmektedir. Şirketin aldığı bu borçlar karşılığında ortağa herhangi bir faiz ve benzeri adlar altında bir bedel ödenmemesi halinde şirket bünyesinde ödeme sırasında kur farkı oluşabilmekte veya enflasyon nedeniyle gerçek kişi ortak aleyhine zarar doğabilmektedir. İşte bu halde borçlanılan bu paralarla ilgili herhangi bir faiz ödenmemesi örtülü sermaye kapsamında değerlendirilebilmektedir. Ortakların şirkete borç vermelerindeki sebeplerden biri...

Continue reading

Anonim Şirket ve Limited Şirketlerde Ortaklar ve Yöneticiler Açısından Rekabet Yasağı

Hukuki Anlamda Rekabet: 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun (“RKHK”) 3. Maddesi uyarınca rekabet, “mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarış” olarak tanımlanır. Kişilerin ve toplumun gelişmesi açısından gerekli olan rekabet, dürüstlük kuralı ve ahlak kurallarına uygun olduğu ölçüde kişi ve toplumun refah düzeyinin yükselmesini sağlar[1]. Piyasalarda rekabetçi düzenin oluşturulması ve bu düzenin devam etmesi amacı ile rekabetin dürüstlük kuralı ve ahlak kurallarına uygun çerçeve içinde kalmasının sağlanması için rekabetin hukuki anlamda çerçevesinin çizilmesi ve sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın konusu, Türk yasal mevzuatında sermaye şirketlerinden anonim şirket ortakları ve yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket ortak ve...

Continue reading