Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

Author: destek

Yabancı Unsurlu Satım Sözleşmelerinde Ayıptan Doğan Sorumluluk (CISG)

→ Uygulanacak Hukukun Belirlenmesi Milletlerarası ticaret, eşitlik, güven ve karşılıklı menfaat temelinde gelişmelidir. Milletlerarası mal satımına ilişkin sözleşmelere uygulanacak farklı sosyal, ekonomik ve hukuki sistemleri dikkate alacak yeknesak kuralların kabul edilmesi, milletlerarası ticarette hukuki engellerin kaldırılmasına yardımcı olacağı açıktır. Bu kapsamda yabancı unsurlu herhangi satım sözleşmelerine ilişkin sözleşmenin uygulanması veya yorumlanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılmadan önce sözleşmeye  uygulanacak hukukun tespiti gerekir. Aksi takdirde; taraflar arasındaki uyuşmazlığı sağlıklı olarak değerlendirmek mümkün olmadığı gibi değerlendirmede de uygulanacak hukuku tamamen yanlış nitelendirmek mümkündür. Yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukukun belirlenmesinde ilk kaynağımız olan 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul...

Continue reading

Mülkiyet Hakkının Sınırlandırılması

Mülkiyet hakkı Anayasa’nın 35. maddesinde düzenlenmiş olan ve gerçek kişi/tüzel kişi veya Türk vatandaşı/yabancı ayrımı yapmaksızın herkese ekonomik değeri bulunan “şeyler” üzerinde egemenlik kurmalarını sağlayan mutlak bir haktır. Bu bağlamda fikri mülkiyet hakları, alacak hakları gibi ekonomik değer taşıyan diğer haklar da mülkiyet hakkının kapsamında olacaktır[1]. Mülkiyet hakkının temel bir insan hakkı olması nedeniyle, mülkiyet hakkının ihlal edilmesi herkesten beklenebilir ve hak sahibi de mülkiyet hakkını herkese karşı ileri sürebilir. Mülkiyet hakkının kapsamını; mülkiyet konusu nesnenin özelliklerine, müdahalenin kimden geldiğine, malike ve malike sağladığı haklar ile yüklediği ödevlere göre ayrı ayrı değerlendirmek gerekecekse de mülkiyet hakkının kişiye: maliki olduğu nesneyi kullanma,...

Continue reading

Tescilli Marka Hakkına Tecavüz

Günümüz dünyasında üretici ile tüketici arasında çok zaman fiziki bir bağ bulunmamakta, hatta genelde ürünün üreticisinin kimliği dahi bilinmemektedir. Ürün üzerindeki marka, tek başına, ürünün kaynağı ve kalitesi konusunda tüketici için yeterli bir referans oluşturmakta ve tüketiciler salt markaya dayalı olarak ürüne itibar etmektedir[1]. Ekonomik hayatın vazgeçilmez unsuru olan marka, her hukuk sistemine göre farklı tanımlanmakla birlikte en temel anlamıyla, bir ürünü veya hizmeti benzeri ürün veya hizmetlerden ayırt etmeye yarayan her tür işaret olarak tanımlanabilir[2]. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca ise marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan ve marka sahibine sağlanan...

Continue reading

Elektronik Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Bilgi Sistemi

I. KANUNİ DAYANAK 05.06.2003 yürürlük tarihli Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu kapsamında yabancı yatırımcıların haklarının korunması ile yatırım ve yatırımcı tanımlarında uluslararası standartlara uyulmasına, doğrudan yabancı yatırımların gerçekleştirilmesinde izin ve onay sisteminin bilgilendirme sistemine dönüştürülmesine ve tespit edilen politikalar yoluyla doğrudan yabancı yatırımların artırılmasına ilişkin esaslar belirlenmiştir[1]. Burada özellikle uluslararası anlaşmalar ve özel kanun hükümleri tarafından aksi öngörülmedikçe; yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye'de doğrudan yabancı yatırım yapılmasının serbest olması ve yabancı yatırımcının da yerli yatırımcı ile eşit muameleye tabi tutulması ile yabancı yatırımların artırılmasının amaçlandığı söylenebilir[2]. Bu kapsamda yabancı yatırımcı, Türkiye'de doğrudan yabancı yatırım yapan, yabancı ülkelerin vatandaşlığına sahip olan gerçek kişiler ile yurt dışında...

Continue reading

Temel Arabuluculuk Modelleri

Bilindiği üzere, arabuluculuk, tarafsız üçüncü kişinin yardım ettiği bir çeşit kolaylaştırılmış müzakeredir. Arabuluculuğun temel ilkeleri, devlet yargısına alternatif olması, tarafsız üçüncü kişinin mevcudiyeti, bağlayıcı bir karar verilememesi, gönüllük, geleceğe odaklılık, yetkinin taraflardan alınması ve kural olarak gizli olmasıdır. Klasik bir arabuluculukta, arabuluculuk süreci üç bölümde incelenebilir: 1. İlki, anlatma ve dinlemenin gerçekleştiği açılış oturumudur. 2. Diğeri, müzakereleri kolaylaştırmak veya ortak oturumlarda elde edilmesi mümkün olmayan bilgilere erişmek için kullanılan özel oturumlardır. Özel oturumlar, müzakerelerin daha sağlıklı ilerlemesi için, açılış oturumunu takip eden aşamada, diğer tarafın bilinçli olarak hariç bırakıldığı görüşmelerdir. 3. Üçüncü asama, bütün tarafların yer aldığı, pazarlıkların ve anlaşmanın hazırlandığı ortak oturumlardır. Başarılı bir...

Continue reading

Tüketicilerin Elektronik Ticarette Korunması

E-ticaret yalnızca satıcı ve tüketici arasında yapılmayıp aynı zamanda birden çok satıcı veya birden çok tüketici arasında da yapılabiliyor da olsa, bu sorun en çok da bir alım-satım ilişkisinde zayıf taraf konumunda bulunan ve tüketici hukuku gereği belirli kanun ve yönetmeliklerle hakları güvence altına alınması gereken tüketicilerin korunmasını gerektirmektedir. Yukarıda bahsi geçen e-güvenin sağlanması açısından da tüketicinin korunduğunu bilmesi önemlidir. Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. E-ticaret için önem taşıyan elektronik tüketici sözleşmeleri “internet araçlarından biri vasıtasıyla akdedilen ve taraflardan birinin tüketici diğerinin ise satıcı veya sağlayıcı olduğu İnternet araçlarıyla akdedilmenin bünyesine uygun düştüğü ve...

Continue reading

Kollektif Şirketlerde Yönetim

Kollektif şirket ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şirkettir[1]. Yasada asgari sermaye tutarı gösterilmemiş olsa bile en azından bir ticari işletmeye varlık kazandıracak ölçüde sermayesi olduğu kabul edilmektedir. Yasanın açık hükmü gereği ortakların hepsinin sorumluluğu sınırsız olmalıdır. Burada söz konusu olan sorumluluk dış ilişkide yani ortaklık alacaklılarına karşıdır. Ortakların sorumluluğunu sınırlandıran sözleşme hükümleri üçüncü kişilere karşı geçerli değildir[2]. Fakat ortakların birbirleriyle olan iç ilişkilerinin düzenlenmesinde sözleşme serbestisi geçerlidir[3]. Bunun dışında ortakların alacaklılara karşı olan müteselsil sınırsız sorumlulukları ikinci derecedir. Ortaklık alacaklıları kural olarak doğrudan doğruya ortaklara...

Continue reading

Anonim Şirketlerde Hisse Devri

Anonim şirketlerde hisse senetleri hamiline veya nama yazılı olur. Payları borsada işlem görmeyen şirketler için hamiline yazılı senetlerin aksine nama yazılı payların senede bağlanması zorunlu değildir ancak azlığın yani sermayenin en az onda birinin istemde bulunması üzerine hisse senetlerinin bastırılıp dağıtılmalıdır [1]. Böyle bir istem bulunmadığı sürece payın senede bağlanması zorunluluğu yoktur [2]. Hisse senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı hisse senetlerine ilişkin hüküm uygulanır [3]. Nama yazılı hisse senetlerinin nasıl bastırılacağına ilişkin ise yasada yalnızca hisse senedinin şekli yönünden ayrıntılı düzenleme bulunmakla birlikte hisse senedi bastırılması için yönetim kurulu kararı alınmasını açıkça yasal dayanağa kavuşturulmamıştır. Yasada...

Continue reading

Kısa Çalışma Uygulaması ve Fesih Yasağı Süreleri Uzatıldı

28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren ve “Sosyal Medya Kanunu” olarak gündem olan “Dijital Mecralar Komisyonu Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” kapsamında İş, Sosyal Güvenlik ve İş Sağlığı Güvenliğine dair bazı hususlarda düzenlemeler de getirilmiştir. Yine 31.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2810 ve 2811 sayılı Cumhurbaşkanı Kararları ile birlikte kısa çalışma uygulaması ve fesih yasağı süreleri uzatılmıştır. 1. Kısa çalışma uygulaması ve fesih yasağı süreleri uzatılmıştır. • Kısa çalışma ödeneği süresi 29.06.2020 tarihli ve 2706 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında belirtilen esaslar çerçevesinde uzatılan 1 aylık sürenin işyerinde sona ermesinden itibaren başlamak üzere 1 ay uzatılmıştır. Ancak bu uzatma kapsamındaki kısa çalışma...

Continue reading

Escrow Sözleşmesi

Taraflar arasında yapılmış olan bir temel sözleşmedeki borçların ifa edilmesini teminat altına almak amacıyla, sözleşmenin konusu olan taşınır eşya veya malvarlığı değerinin bu temel sözleşmeye taraf olmayan güvenilir üçüncü bir kişiye devredilerek, sözleşmede belirlenen şartların gerçekleşmesine kadar sözleşme konusu üzerinde temel sözleşme taraflarının tasarrufta bulunmalarını engellemek suretiyle ifaya güvence sağlanması amacına hizmet eden Escrow Sözleşmesi Anglo-Sakson hukuku kaynaklıdır. Her ne kadar Escrow Sözleşmesinin amacı, temel hukuki ilişkiye göre ve bu hukuki ilişkideki tarafların rolüne göre değişmekteyse de her Escrow Sözleşmesinin bazı ortak amaçlara hizmet ettiği söylenebilir: • Yedieminlik: Escrow aracısının kendisine teminat amacıyla devredilen sözleşme konusunu devir koşullarının gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi...

Continue reading